Çok dolaştım yorgunum Tam yürekten vurgunum Ben ki aşktan durgunum;
Yar dedim çektim cefâ, Gör ki, bir semtmiş Vefa…
Çok dolaştım son diyâr!..
Kimse bilmez nerdedir? Yar bilinmez yerdedir Aşka dağlar perdedir;
Ben ki aşsam son defa, Gör ki, bir semtmiş Vefa…
Çok dolaştım son diyâr!..
Bende ferman ben de sen Sende derman sende ben Aşkta vuslat var neden?
Belki sendendir sefâ, Gör ki, bir semtmiş Vefa…
Çok dolaştım son diyâr!..
Dertli Meftun, kim duyar Gel dedin geldim be yâr Çok dolaştım son diyâr;
Kimse bilmezmiş vefâ, Gör ki, bir semtmiş Vefa…
Çok dolaştım son diyâr!..
Kadir Çetin 23.10.08 Nazilli
Özleşim / (-.--)(-.-)
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çok anlamlı ve güzel bir şiir... Şimdilik semt adı olarak andığımız, ilerde belki de ordan da kaldırılacak olan(hani, gençlerin anlayamayacağı kelimeleri kullanmamak adına) "vefa"yı anlatan... Yüreğinize sağlık abiciğim...
Dertli Meftun, kim duyar Gel dedin geldim be yâr Çok dolaştım son diyâr;
Kimse bilmezmiş vefâ, Gör ki, bir semtmiş Vefa…
Bir semt adı olarak daha çok uğradığımız Vefa'yı arayıp bulamayan bu şaire yolı nasıl tarif etmeli ki ?
Yaşadığı yerden otobusle ucakla , trenle gitmek imkanlarından hangisine sahiptir. NMutlaka otobüs vardır diyesim geliyor.
Gidilmeye gidilir, varılmaya varılır Vefa'ya da o az bulunur vefaadan arada da varmıdır yokmudur bilinmez.
Sahi şairin arayıp bulamadığı bu vefa nerede bulunur ki, nerede alınır satılır, bir değer teşkil eder de bulup alınması mümkün olabilir.
Ben nerede aradıysam bulamamıştım. Şimdi şair de bulamamış diye nasıl da sevinirim. Aramam da bir daha, neme lazım bulumayacak bir şeyi arayım boştan boşa. Vefa 'ya gitmek daha kolay nasılsa.
Ben de ilkin google dan haritasını buldum değerli hocam... Ama iyiki buldum ki "Ebul Vefa" hz.leri gibi bir gönül sultanını hatırlamama sebeb oldu... Bari böyle mübarek zatları analım ki bir fayda bulunur elbet... değerli yorumunuz için teşekkür ederim. sevgi ve muhabbetlerimle...
Ben de ilkin google dan haritasını buldum değerli hocam... Ama iyiki buldum ki "Ebul Vefa" hz.leri gibi bir gönül sultanını hatırlamama sebeb oldu... Bari böyle mübarek zatları analım ki bir fayda bulunur elbet... değerli yorumunuz için teşekkür ederim. sevgi ve muhabbetlerimle...
Vefa üzerine bir alıntı ile söze başlıyorum, alıntının kime ait olduğunu bilmiyorum, ama kaynağı ekşi sözlük;
“"bil ki, vefa sevgiliden çok aşık için kaçınılmaz bir zorunluluktur. aşık için oldukça önemli bir şarttır; çünkü bağlanma kararı ondan gelmekte; girişimlerde o bulunmakta; sevgiyi o güçlendirmek istemekte; gerçek içtenliği o dilemekte. en saf ve temiz dostluk bağlarını kurmak isteyenler arasında ilk sırayı almakta. aynı şekilde sevgilisinin yardımlarını kazanarak zevk elde etmede sevgilisini geride bırakır aşık. en sağlam bağlarla bağladığı, en sıkı dizginlerle dizginlediği sevginin, kopmaz ipleriyle bağlanan da gene odur. kendisi bu noktaya gelmek istemeseydi, bütün bunları yapmaya kim zorlardı onu? şefkatini, sevgisini rica ettiği sevgilisine bağlanarak vefakar davranışıyla oraya en son damgayı vurmak istemeseydi, onu aşık olmaya kim zorlayabilirdi? tam tersine, sevgilisi ise, kendisine doğru yönelirken, aşığını, kendisine çeken varlıktır. kabul ya da reddetmekte bütünüyle özgürdür. eğer kabul ederse, aşığı umutlara, lütuflara boğar; eğer reddederse, kınanacak bir iş yapmış olmaz ...."
Tüm sıcak ilişkilerde böyledir vefa, dostluklarda da karşısındakini dost gibi seven için önemli bir şarttır vefa, biz bu şartı ararken, dostluğu istenen kişi tüm fedakarlıkları kabul edip, dostluğu reddederse kınanacak bir iş yapmış olmaz mı? Aşık’ın aşkını reddetmek kınanacak bir iş değildir, ama dostun dostluğu güçlendirmek için yaptığı fedakarlıkları kullanıp onu reddetmek ise bir istismardır vefa değildir.
Aşkta vefa tek yönlü, sadece aşık’a düşen bir durum, ama dostlukta iki yönlü olması gereken bir durum.
“Sevgiyi sürdürme, sevgi bağlılığı” olarak veriyor vefayı TDK sözlüğü. Aşkta tek yönlü, dostlukta çift yönlü olması gereken bir durumdur bu.İçi boşaltılmış kelimeler sınıfına girmek üzere “vefa” sözcüğü. Bunu ilk fark eden rahmetli Zeki Müren “vefa İstanbul’da bir semt adıdır” dizelerini içeren bir şiir yazmıştır. İnsanların içinde , yüreğinde saklanan ve yaşanan bir duygu olmadığını anlatmak için. Vefa içi boşaltılmış sözcükler grubuna atılmış ise, vefa beklemek adına fedakarlıklar yapmanın bir manası kalmış mıdır dünyada? Bence kalmıştır. Çünkü bu kelimenin manasını unutturmak istemeyen çok fazla insan kendi küçük dünyalarında sessizce bu görevi yerine getirmektedirler. Sessizce ve gizlice hatta. Neden mi? Çünkü bir süre, iyilikler ve güzelliklerin sessiz kalması gereken bir dünya düzeninde yaşayacağız. Bu dünya düzeninde, sadece ve sadece kendin için bir dünya kuracaksın ve kendi dünyanın egemeni olacaksın. Kazan- kazan düşüncesinin yerini, ez- kazan düşüncesi almıştır bir süre.
Verilen söz ve yapılan anlaşmalara uyma olarak ifade edilen “ahde vefa” insanlar arası ilişkilerde mi, devletler arası ilişkilerde mi önemlidir? Aslında terimin kendisi devletler arası ilişkiler için ortaya çıkmışsa da, insanlar arasındaki ilişkilerde de çok sıkça kullanılmaktadır. Sözünü tutmak, sözünü yerine getirmek, yapamayacağın sözü, veya tutamayacağın sözü vermemek hep bu ahde vefa ilkesinin gereğidir.
Sevgide , aşkta , dostlukta verilen sözlerin tutulması ne kadar önemli ise, sevgi, dostluk ve aşk olmayan günlük ilişkilerde de sözünü tutmak, yani ahde vefa o kadar önemlidir. Baştan beri aşk ve dostluk üzerine kurulu olan sözcük birdenbire insan olmanın gereği olarak karşımıza çıktı. Fakat işin ilginç yanı, günlük hayattaki insani ilişkilerde, sözünü tutmayan insan için, veya profesyonel ilişkilere uymayan insanlar için “vefasız” terimi kullanılmaz, “vefasız” sözcüğü daha fazla, sıcaklık ve yakınlık hissedilen durumlar için kullanılır.
Oysa “ahde vefa” her türlü durum için kullanılan bir terimdir.
İşin özünde sevgi yatmaktadır, kim ne derse desin. Sevgi vefa gerektirir, sevmek vefa gerektirir. Ama fedakarlıkla beslenmeyen sevgilere vefa pek olmuyor. Karşılıksız bir şeyi sürdürmek pek mümkün değil bu yeni dünyada. Sen beni sevme ben seni ömür boyu severim geçmiş zamanın masallarında kaldı. Şimdi ise tamamen fizik kuralları çalışıyor. Termodinamik çalışıyor. Ayrıca sömürü sistemleri çalışıyor. Nerede sevgiyi sürdürme çabası, nerede sevgi bağlılığı. Eksenler ve sistemler değiştiği için tek başına sevgiyi sürdürüyor ve sevginize bağlı olsanız bile bunun anlaşıldığı bir dünya düzeni olmayınca, yaptığınız bir işe yaramaz oluyor.
Ayrılıkların artması, çocuk olsa bile buna aldırmamak, bu düzenin sonuçları, yani vefa sözcüğünü içi boşaltılmış sözcükler çukuruna atan düzenin sonuçları.
Ne çok kullanırız ya da duyarız şu sözleri “arkadaş dünyaya kaç kere geleceksin, çocuk var diye hayatını rezil etme” veya “bırak git, başka yerlerde başka fırsatlar vardı” işte vefayı reddeden bir dünyanın yeni tümceleri bunlar. Fedakarlıkları, feragatları ve vefayı insan beyninden çıkaran bir dünya bu dünya.
Ama dediğim gibi bir yerlerde çokça insan gizlice bu güzellikleri yaşıyor, aman onların dünyasına betonlar dikerek, tesisler kurarak bozmayalım. Yani o insanları da düzenin acımasız insanları haline getirmeyelim.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.