7
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
265
Okunma

Şiir, insan ruhunun en derin köşelerinde yankılanan bir fısıltıdır. Sözcüklerin büyüsüne kapılıp, anlamların ince dokunuşlarını hissettiğimizde, zaman ve mekân önemini yitirir; geriye sadece duyguların saf ve katıksız hâli kalır.
Bu dizeler, şiirin insanı nasıl sarıp sarmaladığını, kelimelerin içinde kaybolmanın nasıl da huzur verdiğini anlatıyor. Her mısrada bir yıldız gibi parlayan anlamlar, okuyucuyu bambaşka bir dünyaya taşırken, geçmişin gölgesinden ve geleceğin bilinmezliğinden uzak, sadece "o an"ın kıymetini hatırlatıyor.
Şimdi gözlerinizi kapatın, ruhunuzu şiirin ritmine bırakın ve kelimelerin içinde bir yolculuğa çıkın. Çünkü bazı sırlar sözcüklerle anlatılmaz, sadece yaşanır ve hissedilir…
Gel, baş başa şiir okuyalım,
Ruhumuzun kuytusunda, sessizce.
Nefeslerimiz birbirine karışsın,
Sözcükler düşsün kalbimize ince ince.
Kelimelerin bizi sarıp sarmaladığı,
Bir sihirli kozada gibi, dışardan uzak.
Anlamlar çözülsün, sırlar aralandığı,
Her hece bir yıldız, her mısra bir tuzak...
Tatlı bir tuzak bu, ruhu kendine çeken,
Zamanın unuttuğu bir yerde duralım.
Ne geçmişin gölgesi, ne gelecek bekleyen,
Sadece o an’a, o öze varalım.
Harfler raks etsin havada görünmez,
Kadim bir bilgelik aksın içimize.
Şiirin nefesiyle sırlar çözülmez,
Yaşanır sadece, siner tenimize.
Gel, baş başa bu söz büyüsüne dalalım,
Gözlerimiz kapansın, gönül gözü açsın.
Kelimelerin ışığında biz kaybolalım,
Varlık bir şiir olsun, üstümüze saçsın.
5.0
100% (14)