Süslü ve şatafatlı görünür miyoplara.
Davetiye çıkartır entübe-mikroplara .
Yalan-yanlış veriler virüstür laptoplara.
Öyle derin çukur ki, şu siyaset dediğin.

Birinin ak dediği , diğerinin karası.
Adaletsiz bir yarış başlar şafak arası.
Karışır birbirine it ile kurt na’rası.
Öyle derin çukur ki, şu siyaset dediğin.

Yürürken,konuşurken olmaz isen temkinli.
Bir bakmışsın ağızdan çıkan söylevler kinli.
Hakkı yokken yargılar ,toplumu dinsiz-dinli.
Öyle derin çukur ki, şu siyaset dediğin.

Kiminin hataları zembil olur asılır.
Kiminin hatası da unutulur basılır.
Sütten çıkma misali kasım kasım kasılır.
Öyle derin çukur ki, şu siyaset dediğin.

Ne çabuk unutuldu mayıslar-aralıklar .
Dinde diyalog dedi siyonla kiralıklar.
Paylaşılamaz oldu hainler-idamlıklar.
Öyle derin çukur ki, şu siyaset dediğin.

Zemzemi kendi içer, topluma sunar zehir.
Bukalemun gibiler, gizleniyor çok mahir.
Safından uzaklaşan anında olur kâfir
Öyle derin çukur ki, şu siyaset dediğin.

Kendileri yer iken hurma-manda kaymağı.
Sofrada eksik değil ejder meyve -kuymağı.
Masada yanar döner, ıstakozlu tabağı.
Öyle derin çukur ki, şu siyaset dediğin.

İtibardan tasarruf yok deyip dört dönerken.
Fakir fukara açken sucukları gömerken.
Fareli köy horoz çok, sabahlar olur erken.
Öyle derin çukur ki, şu siyaset dediğin.

Balık hafıza ile prim verme troll’e .
Leke süren çok çıkar, erişilmez idol’e.
Direnir elbet cahil, yeni doğan ekol’e.
Öyle derin çukur ki, şu siyaset dediğin.

Masumiyet karine ,nihai karar esas.
Adalet olmaz ise, olur kısasa kısas.
Cürümler kişiseldir, suçsuza olmaz kumpas .
Öyle derin çukur ki, şu siyaset dediğin.


Emine Balı Oğuz