13
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
737
Okunma
Bu şiir, aşkın ve varlığın özüne dokunan bir yakarış olarak, sevdalı bir kalbin kaybolmaktan korktuğu noktada filizleniyor. Her dizede, ayrılığa direnen bir ruhun isyanı, hasrete boyun eğmeyen bir sevdanın çırpınışı saklı. Şair, sevdiğine yönelttiği bu çağrıda yalnızca bir insanı değil, belki de tüm varoluşunu kaybetme endişesiyle kıvranıyor. Zira gitmek, sadece bir bedeni uzaklaştırmaz; bazen bir ruhu eksiltir, bir baharı soldurur, bir gecenin yıldızlarını söndürür.
Ve belki de en acısı, cevapsız bir yakarışın zamanın içinde yankılanarak kaybolmasıdır…
Gitme, ey ruhumu var eden nefes,
Gözlerimde nur, sözlerimde heves.
Gönlümde yangın, gecemde har,
Sensiz yolları yürüyemem, gitme.
Bir bakışın devranımı çevirir,
Bir gülüşün kaderimi yazdırır.
Sen solarsan, gün de solar ey yâr,
Kendi baharımı öldüremem, gitme.
Ey aşk, ey vuslatın eşiğindeki sır,
Ey kalbimde mühür, göğsümde huzur,
Sen çekilirsen, ben kim olurum?
Varlığımı benden silemem, gitme.
Ey ay, ey yıldız, ey geceyi süsleyen,
Sensiz karanlık, sensiz elem.
Bu hicranı taşır mı zaman?
Düşlerimde seni göremem, gitme.
Gönlümde derin derin yankılanan,
Zamanın ötesine ses bırakan,
Bir dua gibi yükselen sesime,
Cevapsız kalacak mısın? Gitme…
çilekeş*
5.0
100% (19)