0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
79
Okunma
MERHABA Mİ ELVEDA MI
...........
............
Merhaba diyerek başlamak isterdim ama
Evleda şiirimin bir mànasi kalmazdı sana.
Koskoca cihanda bir birimizin kalbine
sigamadik ya yazıklar olsun
hem sana hem bana...
Susmayı hep çare bildik oysa konusacaklarimiz bitmemişti daha.
Sen benden ayrı, evin en uzak odasında
Ben kapalı televizyonun üzerindeki
gölgelere bakarak dalmışım uzaklara...
Bir fincan kahveyi çok görür olmuşsun
Sen bana Ben sana .
Bu kadar mı yalnızlık verdim sana?
Hani gülerek koşarak şarkılar soylerdik.
O uzak odadan bagirirdin kulaklarımı
parcalarcasina, ben hemen koşarak
gelirdim yanına....
......
.........................
Şimdi bir birimizi koridorda gorsek
Düşman gibi bile bakmıyoruz
O kadar soğumuşuz ki;
Misafirliğe gidilen bir evdeki iki
Yabancıdan daha yabanciyiz ..
Biliyormusun belki de bir MERHABA desek
Belkide herşey geçecek bitecek
İçimizdeki bu anlamsız uzaklık...
Eriyecek bütün buzlar yeniden
dokunacagiz birbirimizin ellerine
belki günler belki haftalar belki de
Ne kadar zaman geçtiğini bilmediğimiz
Mevsimlerden sonra...
...........
........................
Aynı nefesi soludugumuz bu evden
Mektup yaziyorum sana.
Hani ilk geldigimizde hem kuşların
Hemde güneşin en çok olduğu
Senin en çok sevdiğin varya işte o odadan.
Kanadı kırık güvercin varya hatırlarsan eğer
O güvercin artık konmuyor gelmiyor
Bu cama. Kanadını sardigimiz bez parcasini
dün birakmis balkonun demir parmakliklarina.
O bile bir cesaret edip tepki gostermisken
Biz bi "olsun"a sigdiripta iki kelam edemedik
ya saramadik ya yaralarımızı yazıklar olsun
Hem Sana hem Bana...
..............
........................
Ben kahve sevmiyorum diye gülerek trip
atarak çay demlerdin bana. Ben çayın
tadını başka birşeyde alamıyorum
anlasana
derdim ya sana...
Şimdi kahve içiyorum
hemde en şekersizinden, sanki çok
uzaklara gitmiş birdaha gelmeyeceksin
gibi sanki yüreğimi terketmiş birdaha
sevmeyecekmissin gibi..
Dün gece salonda uyumussun
Battaniye ye kokun sinmiş,
Kokunu içime çektim içimden birkaç
damla yaş döküldü gül kokuna.
Ellerim titrer gibi oldu oturuverdim bilmem
Kaç saat uyuduğun o koltuğa.
Az da olsa huzur doldu bedenime,
Bir cesaret gelir gibi oldu yüreğime.
Odanın kapısına kadar geldim,
Sonra bu odadan en son ciktigimda ki
halim geldi gözümün önüne
Başımı eğip suçlu masum bir çocuk gibi
döndüm geriye.....
...............
...........................
Belki ugrarsin diye dün ve önceki günler gibi
Yine encok sevdiğin yemeği yaptım
Duruyor mutfaktaki diğer yemeklerin yanında
Peceteyi kelebek 🦋 gibi katladim.
Önce onunla oynar ona şiirler okuyup
Masallar anlatıp sonra başlarsın ya
yemeğine. Ben yine senin o siirlerini
duyarak uyanmak istemiyorum NE OLUR
dönsen artık bu huzurla buyuttugumuz
sevda evine...
Ben ekmek almaya gidiyorum
Sen niye küstüğümüzü unuttuğumuz
Bu yalnızlığı biraz dusunsen,
Sana kahve bana çay demlesen,
Bak o çok sevdiğin recelden de alacağım
Kucukuk masamız da beni beklesen..
Ne olur o masada yalnızlıktan sensizlikten
kuruyup kalan bu bedeni mi güldürsün.
Mektup yine aynı yerinde odanın çıkışındaki
Masanın üzerinde....ELVEDA degil MERHABA
Desen Bana..
..................
.............................