1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
244
Okunma
Birçok Müslüman şahsiyetin şehadete ve rahmete mazhar olduğu şubat ayı, bizim için "Şehadet Ayı" olarak yâd edilmektedir. Duruşları, fikir dünyaları ve örnek yaşantıları ile topluma yön veren, Müslüman düşünür, mütefekkir ve aksiyon adamlarının birçoğu şubat ayında Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.
40 bin Hama Şehidi, Akşemsettin, Şeyh Şamil, Abdulhamit Han, İskilipli Atıf Hoca, İmam Hasan El-Benna, Malcolm X, El-Halil Camii Şehidleri, Seyyid Abbas Musavî, Şeyh Ragıb Harb, İmad Muğniyye, Süleyman Akyüz, Metin Yüksel, Molla Gıyasettin Barlak, Molla Zeki Atak, Mahmud Esad Coşan, Ali Ulvi Kurucu, Necmettin Erbakan, Mehmet Emin Saraç, Filistin ve Gazze şehitleri…
İslam’ın sancağını yükseklere taşıma gayreti içerisinde; fani âlemden baki âleme göç etmiş birçok sembol ismin şubat ayında şehadete ve rahmete kavuşmuş olması nedeniyle “Şubat ayı şehadet ayı” olarak tanımlanmıştır.
Ben de bu vesile ile aşağıdaki şiirimi kaleme aldım. Yüce Rabbim, cümlesinin şehadetini kabul ve makbul eylesin ve ümmetin mazlumlarına şefaatçi eylesin inşallah…
Şehadet, çok ulvi bir an ve makamdır,
Ulviliği Allah’ın rızasındadır,
Batıl düzenlere karşı dik durmadır,
Alayı illiyine giden miraçtır,
Tarikat-ı şehadet; gönüllere ilaçtır.
Allah’ım şehadetleri kabul eyle,
Yaralı yüreğe şefaatçi eyle,
Işıksız, dar kabrimize bir nur eyle.
Şehadet şerbetini içenler bilir,
Elem ve kederleri hemen bitirir,
Hesap mahşerinde şefaat ettirir,
Ahiret yurdunda çok mutlu gezinir,
Dünyaya gelmenin ikrarı belirir,
Elbette şehadet isteği dillenir,
Tüm âlemlere ulvi mesaj verilir.
Allah’ım şehadetleri kabul eyle,
Yaralı yüreğe şefaatçi eyle,
Işıksız, dar kabrimize bir nur eyle.
5.0
100% (5)
Cevap Yaz