şimdi uzaklarda
bir sahil meyhanesinde
hiç unutmamış gibi aklımdasın
merhaba koca şehir
merhaba dudağındaki gülüşe
nasıl bir kalp bıraktın
bilemezsin gönülde

sabahla akşam arası gün
gözlerimde hala o eski İstanbul
kızkulesi salacak üsküdar
tadı kalırdı akşam grubun
bahçesinde sazlar çaldığı
eski komşular
nerede mutluluk taşıyan bulutum
nerede yeşil ördeğin daldığı göller
şafak vakti yakılan ızgaralar
köfte pişiren bağlarbaşı meydanı
zaman bilir sende yaşadığımı

bir tarihi gömmüş karacaahmet’in
boğaz içinde vapur dumanları
içimdeki sesler kalabalık iskelenin
halat atan gemiler
acelesi olan sabırsız yolcular
merhaba beylerbeyi kuzguncuk
bayram yerlerinde unutulan çocukluğum
nerede Kuvayı Milliye destanlarım
dipsiz bir kuyu gibi şu geçen zamanlar
acıbadem hala sonbahar

lavanta çiçekli bahçeleri
nerede sırma saçlı teyzelerin
umuda bilenmiş nerede o
ıslanmamış balıkçı ağların
bizi alıkoyan
o muhteşem kıyıların

film şeridinden akıyor İstanbul
merhaba İstanbul’um merhaba
şaşkın geçen zamanım
şimdi hayalde gelenin ben
tekirdağ rıhtımında
tezgahında unutulan
geçmiş günlerinden

koynuma aldığım İstanbul
gizli aşkları yakalayan
erkenci sabah satıcıları
mavnalar takalar balıkçı kayıkları
balık kokardı sabahları

merhaba İstanbul merhaba
gönüllere akan güzellik
büyüledikçe yabancı gözleri
galata köprüsünde içerdik cumartesileri
göz kamaştıran vitrinler
kadıköy’ü alıkoyan kaldırımlar
özledim seni
bir dosta ikram eder gibi
seninle yaşananları bir kadehe koydum
neredesin İstanbul’um
içinde kayboldum ...

hilmi arsoy- tekirdağ 29.01.2024