Söz: Nâfiz Basan
Müzik: Gürsoy Bayram
Selâm sana êy gassâl, alçak
gönüllü
dostum,
Ecel kapı çalınca, sana teslîmdir postum.
Gör kendini yerimde, farzet ki sen ölüsün,
Biraz toza bulanmış
gülistânın
gülüsün.
Öyle sinmiş başıma, ömrümün pası,kiri,
Sabırla yıka gassâl, bu günâhkâr hakîri.
Rahmânın ismi ile başlarsın temizliğe,
Naâşım dayanır mı, acaba sensizliğe?
Fetret içinde
gurbet sürdün bir ömür boyu,
Acıların matını yaşadın koyu koyuu.
Yozlaşmış vicdânıma insanlık dersi verdin,
Nefsimin bam telini aynı şekilde gerdin.
Gümbür gümbür, depremler oluşturdun içimde,
Yaktın çorak gönlümü, pek özgün bir biçimde.
Adamın hasıymışsın, meğer sen yaban Bâkî,
Nadide numûnesin, âlem şâhit filvâkî.
Yalnızlığın seyrinde ciğerimi dağladın,
Kopan vicdân bağını, sen yeniden bağladın.
Farkındayım éy gassâl, yalnızlıktan yoruldun,
Gelin ararken dahi uğraşından soruldun!
Yalnızlık içindeyim diye üzülme sakın,
Öyle bir "Dost"un var ki; şah damardan da yakın!
Ğufrâneke yâ Rahmân, ömrünce seni andı,
Affına mazhâr olsun, diye yürekten yandı.
Mevlâm, yâ Kadîr Mevlâm! Sen Bâkî’sin, o fânî,
Dâim eyle sırâtta, ecel gelmeden ânîi.
Nâfiz Basan