Övülmüş nur kusursuz, ey güzeller güzeli
“Derdim ümmetim” diyen ey şefkatle bezeli
Huzurundayız yine merhamet abidesi
İnsanlığın eşrefi ümmetin nadidesi

Sen âleme rahmetsin sen ne yüce muhabbet
Rahmetinle kucakla sensiz yürekler Tebbet
Muhabbetin kaynağı, biz geldik kalpler yara
Seninle hüzne varmış Ravza-i Mutahhara

Sen Mekke’nin mihrabı ve Kâbe’nin yası sen
Öksüz tüm insanlığın Mescid-i Aksa’sı sen
Enbiyalar sultanı ey kutlu müjdecimiz
Baş koyduk eşiğine şükür geldik yine biz

Öksüz Cennetü’l-baki Osman Zeyneb Fâtıma
Biz de öksüz Ya Nebi işte geldik kapına
Selam sana ey Resul halim nice efendim
Salât sana gül yüzlüm şanı yüce efendim

Bağrı yanık ümmetin şifası sığmaz sadra
Ebu Bekir Ömer’in gülü Kubbetü’l-hadrâ
Uhud aşkın feryadı ve Hamza’nın vedası
O Eyyub El Ensari İstanbul’un nidası

Siyahlara boyadı müezzinler hilâli
Bülbüllerin zarında arıyorum Bilal’i
Seninle tüm diyarlar büründü huşu hudu
Nihayetsiz nursun sen, sen ümmetin umudu

Abdülhamid Han’da yok Medine’nin garında
Türbeni süpürürdü sensizlik rüzgârında
Seni özlüyor ümmet Umeyr nidasında
Seni g/özlüyor Bedir melekler tepesinde

Tebliğin nişanesi ashaba Vedâ haccın
Zülhuleyfe’nin hüznü hasretisin mirac’ın
Say ki hurma direği şefaat et ey Nebi
Ümmetim de bir kere varlığımın sebebi

Salât sana efendim sen ruhumsun sen canım
Ey Allah’ın Rasülü seni sevmek imanım
Şefaat ırmağında kevser olâ sinemiz
Can efendim gül yüzlüm sana geldik yine biz

Ömer Ekinci Micingirt