0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
180
Okunma
Anam deyip bağrıma bastım,
Her zaman her yerde başına yastıktım.
Geç yaşta bağrıma dumansız ateş bastım,
Beni görünce yolunu değiştiren anam.
Hani damat değil, evlattım,
Öz evlat gibiydi her söylem.
Şimdi gözünde kirli, suçlu yuvam,
Yüzümü görmekten hicap duyan anam.
Felek vurdu, dağladı yuvamı,
İki yavrum uğruna kölen oldum.
Bu ne kindir, bu ne intikam,
Yüzümü görmekten hicap duyan anam.
Senin için günleri geceye katmadım mı?
Alnımdaki teri dualarına katmadım mı?
Her düşüşümde ellerine bakmadım mı?
Ama şimdi sözlerin de hançer, anam.
Sırtıma yükledin dünyayı sessizce,
Sabır taşına döndüm derdimle iç içe.
Derman ararken bir avuç sevgi hece hece,
Adımı anmaktan bile korktun, anam.
Bir zamanlar her şeyimdin, umudumdun,
Sığınıp gölgene gözyaşımı kuruturdum.
Kibrinle, kininle, inadınla vurdun,
Yaralı gönlümü her gün unutan anam.
Gör ki evlat dediğin ne halde, nasıl yanar,
Küskünlüğün bağrımı her gün nasıl kanatır.
Ellerin sıcaklığı şimdi uzak bir diyar,
Sarılmaya hasret kaldığım anam.
Dilimde dualar, gönlümde keder,
Her gece ismini anmak bir kader.
Yalnızlık doldu o eski sevdalı yer,
Beni evlat değil, düşman gören anam.
Ben sana bir bağ, bir dost, bir evlat oldum,
Sen bana düşman gibi yollar sundun.
Yaralı yüreğimden yine seni sordum,
Neden sevgin bu kadar uzak, anam?
Orhan Soycan 15/06/2014/
5.0
100% (1)