5
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
344
Okunma

Derdim sığmaz sîneme, kimlere anlatayım
Kulak veren olmazsa, ilelebet azarım.
Azmanın eşiğinde buhrânımla dardayım
Geceler hecelere hükmederken yazarım.
Dünyâya geldim ammâ, yerimi bulamadım
Gurbet elde toprağı, kurbânla sulamadım
Hayâlimi de gömdüm, ardında duramadım
Ne bitmek bilmez dertmiş, sanki cansız lazarım.
Aklımın teşvîkiyle, kalbim eyler niyâzı
Kalbim duâdayken, aklım bekler imtiyâzı
Bu git-gel ham akılla, nasıl bulam "Hicâz"ı
Hayrın peşinde bile öz nefsime nazarım.
Hey gidi meczûp aklım, sırât üzere sekme
Sorunu görmek lâzım, çorak tohumdan ekme
İlhâmla vesveseyi yallarsan yersin tekme
Tekmeden sonra el-hâk, berzâhadır bazarım.
Gevşeyen irâdemle, hebâ ederken dünü
Nasıl hesâb vereyim, o ma’lûm mahşer günü
Gayyâda mı tadarım bundan böyle öğünü
Kaderin cilvesinden şeddesiyle bîzârım.
Necâtından kuşkulu, sebâtsız bir humanım
Erisem görmez kimse, yansam çıkmaz dumanım
Tövbeyle dize varsam, bulunur mu yumanım
Feleğin sillesine, zir u zeber izârım.
Lazar: Fakir ve hasta kimse, cüzzamlı.
Nazar: Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, bakıştaki çarpıcı ve öldürücü güç, göz.
Bîzâr: Tedirgin, bezmiş, usanmış, bezginlik getirmiş.
Zir u zeber: Darmadağın, altüst olmuş.
İzâr: Yanak.
5.0
100% (11)