1
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
313
Okunma

paleolitik çağın gölgesinde
dilsiz taşların yankısı
ve yitik bir coğrafyadan
hiçliği içime çizen,
suskun bir mitos yumağı…
her solukta içime sarkan
kaybolmuş bir tufan…
vaveyla…
dilimin ucu kıyısız bir ağıt
yüz hatlarıma sırlar kazınmış
gözlerimde hırçın dalgalar
ve her dalga hazanı başlatan
yeni bir zemheri…
ah…
gölgemin rotasız çağrısı
lütfen adres sorma bana
çizik bir haritada kaybolmuş
içimdeki ölü dillerin yankısı
yutkunmalarım ağrılı
ve bir o kadar yaralıyım…
vaveyla…
mezolitik yalnızlığımın şahidi
zamana kazınmış,
içimin zamansız sancısı
gözlerinde kaybolup,
susmalarında boğulduğum
ah… vaveyla…
gönlüme açılan eşsiz eşik
seni anlatamam vaveyla…
alfabem silik,
ellerimde sönmüş yıldızlar
ve dilimden pelde düşen
bir şarkıya anlam ararken,
dudaklarımdan sökülmüş zaman
hey vaveyla…
yeter bu sarkacın eziyeti
gözlerime yeni bir sonsuzluk çiz
kulaklarıma tanıdık bir yankı bırak
ve yakarışlarıma ses ver artık
zamanın unuttuğu,
bir düş gibi dökülüyor ömrüm
üzerimde sarı bahar yorgunluğu
eski mitolojilerden kalma
sana adanmış bir yankıyım
vaveyla…
sen susarken de yankılanıyorsun
sükutunda tufan gizli
hiçliğin uçurumunda
beni kendine çeker sızın
her susuşun bir çığlık
her vedan yeni bir ütopya
sen kaderime mühürlenmiş
yazgıma kundaklanmış vuslat…
artık biliyorum
sen içimde taşıdığım
karanlığın sırdaşı
ve her adımda beni izleyen
yalnızlığın yoldaşı
vaveyla…
küllerim arafta,
araf içime oyuk
atlasında rehbersiz,
kitabında isimsiz
kabuğunda çatlamış
yazgımdan bölünmüşüm…
ah… vaveyla…
ağıdımın lirik makamı
bir bilsen…
hasretinden çağlar açıp,
çağ kapatmış benliğim.
5.0
100% (12)