4
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
533
Okunma
Hayal meyal anımsıyorum:
yanındaki ufak tefek bir kadın
boşu boşuna
homurdana momurdana
duvar dibindeki o adama
kızgın mızgın bakıyordu...
- Onun şaşkınlığına da, görenler şaşıyordu. -
Süklüm püklüm oturan
zil zurna birini
küfür müfürle
terbiye merbiye etmeye
eğitmeye meğitmeye çalışıyordu o kadın!
Oysa sen, sen de
yanındaki o şaşkın maşkın kadına
açıklama maçıklama yapmak yerine
beton üzerinde oturan
zavallı mavallı bir evsize
tiksinti miksintiyle bakıyordun.
- Hiç düşündün mü?
o durumda sen olabilirdin
ya da o yanındaki ufak tefek kadın -
Bak arkadaş;
aması maması yok bu işin:
Uyku muyku bilmeyen biri
pılısını pırtısını sokağa taşımış
perperişan bir halde
dilencilik milencilik yapıyorsa;
şusu busu bilinmeden
ne kadar suç muç varsa
ne kadar kötülük mötülük varsa
o kişiye mi yüklenir?
Meraktayım:
neden cesaretini mesaretini toplayıp
geçmedin adamın karşısına marşısına;
hani, aval aval durup
suratına muratına bakmak yerine?
Olsundu;
hiç de ayağında çorap morap olmasındı
yırtık pırtık mintanında
düğme müğme kalmasındı
dövülmüş sövülmüş,
dışarı mışarı atılmış olsundu o adam.
Hatta işsiz güçsüz
parasız pulsuz
aşksız maşksız
zil zurna olsundu
Hiç de
saçı sakalı birbirine karışmış
kırış kırış elleri
kir pas içinde
kokuyor mokuyor olsundu
Peki o adam
dili mili tutulmuş
aklını maklını da kaçırmışsa
o duvarın dibinde
kimsesiz mimsesiz
bir sokak köpeği kadar dahi değer bulamadan
öylece ölmeli miydi?
- Kim bilir, belki de öldü. -
Hem kimin aklına,
yasasına, kanununa göre böyle olmalıydı?
Ah bir de bunun
yağmuru mağmuru
rüzgarı müzgarı
ayazı mayazı var
sus pus ve
pervasızca gebertecek kadar...
Sen şimdi,
ciddi middi
onun yerinde merinde olmak ister miydin?
Yetmezmiş gibi, bir de
şunu bunu umursamadan
adamın yolunu molunu
dinini minini
ırkını mırkını
gelmişini meçmişini
düşünü müşünü
evini mevini
huyunu muyunu soramazsın, arkadaş!
Çünkü
empati mempatiye kalbinde yer varsa
tutarsın elinden belinden
ve laf maf sokmadan
derdini merdini sorar soruşturursun
yani bunun doğrusu moğrusu budur!
Mesela;
yemek memek yedirebilir
karnını marnını doyurabilir
suyunu muyunu içirebilir
yıkaya mıkayabilir
keseleye meseleyebilir
yarasını marasını sarabilir
gerekirse doktora moktora götürebilir ve
sıcak bir yatakta da uyuta muyutabilirsin.
Ta ki adam, toparlayana moparlayana kadar…
O da;
vay be, desin, vay beee!
Bu şehirde
insan minsan varmış da, haberim yokmuş!
Yüreği müreği
doğru moğru tarafta atan biri geldi
ve beni pislikten mislikten çıkardı.
Meğer
yüreğinde müreğinde
sevgi mevgi namına bir zerre varmış;
öyle bir yol yordam gösterdi ki bana,
helal olsun adama...
Yani dilerdim ki böyle d/esindi.
Uzun lafın kısası;
Bir insan geldi m/eldi;
elimden melimden tuttu, desindi...
Şimdi söyle, arkadaş:
Kıyamet mıyamet mı kopardı
o adama böyle davranılsaydı?
H. Korkmaz, 2020 Sthlm