0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
200
Okunma
SUSKUNLUĞUM ASALETİMDENDİR
Ne demişti Hz. Mevlana
"Suskunluğum asaletimdendir.
Her lafa verecek cevabım vardır.
Ama bir lafa bakarım laf mı diye
Bir de söyleyene bakarım adamı mı diye"
Şimdi ben de,
Unutulmuş bir şiir gibiyim,
Sustuğum ise yalnızlığım...
Şimdi ben susmuşsam,
Sakın ola bana kahretmeyin..
Çünkü benim susuşlarımdan sonra,
Kelimelerim ise ölümün ta kendisidir..
Aslında çok söyleyeceklerim,
Bir de kocaman sessizliğim var benim
İnsanı vurup öldürüren ...
Bence siz bana susmayı değil de
Ölmeyi öğretin artık...
Çünkü ben ne zaman susacak olsam
Ardımdan kalbe düşen
Çığlıklarımda susar...
Artık bırakın beni,
İki satır şiir yazmayı,
İki lafı bir araya getirip
Konuşamaz haldeyim..
Yazmıyor da kalemim,
Şiir’lerim de dökülmuyor
Yüreğimden satırlara ...
Öfkemi sorsanız
Gün Işığına hasret kalmış..
Bir de yanlızlığım var ki...
Öyle böyle değil
Kalabalık bir yalnızlık..
Hiç kimseye de
Yer Kalmadı bende...
Şimdi bir bıkmışlık
Bir kızgınlık sardı ki tüm bedenimi
Bunca susmanın içinde...
Sormayın gitsin...
Bazen düşünüyorum da
Değermi bu kadar vefasız insana
Üzülmeye
Katlanmaya...
Kim kaldıki etrafımda
Sevilecek
Değer verilecek
Yok işte...
Atık vakit
Yürek dolusu umutlar dolu bavulları
Yükleyip gönül omzuma
Boşvermişliğe kaçmak..
Sessiz, sakin, usul usul . . .
Şimdi vakit gitme vakti
Bir de susma zamanı...
Bir dilsiz gibi susmak..
Çünkü
Dilsizler ve bebekler
Allah’ın ağızlarına vurduğu
Mühür dolayısıyla konuşmazlar.
Oysa ben,
Kendi ağzımı,
Kendi elimle mühürledim.
Ben susmanın tadını anladığım halde, Konuşanlar konuşmanın
Acılığını anlayamadılar.
Onun icin vakit susma anı
Şimdi ben sustum..
Onlar mı?
Vefasızlar mı?
Onlar sadece konuştu...
Şimdi ben
O’nsuz,
Bun’suz,
Şu’nsuzum artık...
Hani tek tabanca denen
O sözü doğrularcasına ...
Hayatımı altüst edenlerin,
İki yüzlü riyakar insanların,
Beni ölmeden
Diri diri mezara gömenlerin,
Bir bir kafasına kafasına sıkıyorum
Şimdi susmaları mı..
Ve haykırışlarımla inletiyorrum
Vefasızlar ülkesini...
Yoruldum diyorum yoruldum
Yeter artık gelmeyin üstüme..
Çünkü ben şimdi
Daha iyi anlıyorum ki...
İki kelam söz
Ya doğru yada yalandan ibarettir.
Susmak ise hilesi ve yalanı olmayan
Tek doğrudur...
Bunun için insanlar
Konuşurken ben de şimdi
Sadece susuyorum...
Çünkü insanlar,
Konuşanlar ve susanlar diye ikiye ayrılır.
Ben artık suskunlardanım.
Hem öyle böyle de değil
Sanki bir dilsiz gibi susuyorum..
Hatta işaret dili ile bile,
Anlatmıyorum kendimi artık
Benim dışımdakiler mi
Onlar habire konuşumakta..
Ve benim adıma
Kararlar vermekte...
Anlayacağınız şimdilerde
Ben sadece
Uzun uzun susuyorum...
Ve sesleniyorum...
Ey durmadan konuşanlar...
Geçmedi benim üşümelerim,
Ben konuşanların
Kar yağışından geliyorum…
Ve bir gün biliyorum
Sıra bana da gelecek...
O gün ise sadece ben konuşacağım,
Siz susacaksınız...
Ne zaman mi diye,
Soracak olursanız...
Sabredin az kaldı,
Hesaplar açılacak,
Defterler dürülecek..
Ve Mahşeri Mizanda
Ben konuşacak siz susacaksınız...
Şimdi siz devam edin konuşmaya
Ben sustum..
Çünkü
SUSKUNLUĞUM ASALETİMDENDİR..