1
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
487
Okunma
Sükunetin altından sızan ıssız çığlıklar
Kalbin sancıyan özünden dökülen pıhtılar
Yağan yağmur, kara bulutlar ve biraz sumak
Bebeklerin ufak avuçları içinde boğulan analar
Dokunduğu yeri çürüten parmaklar
Girdiği haneye kara bulaştıran ayaklar
Sorgusuz sualsiz infaz ve...
Ve ölüm.
Ölümün kokusu tütüyor sobalarda
Yanan odunun derin hıçkırıkları tatmin ediyor nisayı
Vahşi ruhunu, iğrenç yaratılışını
Yudum yudum içsem de toprağı
Sönmüyor yağmurlar
Yağmıyor odlar
Ağır yaralı bir yılan süzülüyor göğsümde
Pulları batıyor oluğuma
Göz pınarlarımdan akan kanlar renk katıyor çıngırağına
Her bir nota yüreğimi sıkıştırıyor
Çıldıracak gibi oluyorum
Haykırmak, yıkmak, kusmak...
Yalnızca oturup soluklanmak
Acı, ne acı!
Yaşam var olsaydı ne acı-
5.0
100% (5)