4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1910
Okunma
Gurbetin taşına yasla başını
Sıla yastığına kıymet biçersin
Yersen muhannetin acı aşını
Tarhanayı Kevser diye içersin.
Çaldığın kapılar sanki kapalı
Cefa cellat olmuş eli sopalı
Çehreler haşin körü topalı
Orada hallerden hale geçersin.
Selce akar her şey haddi bilinmez
Sen ona kapılma belki gelinmez
Musibet değmeden hisse alınmaz
Bütün sermayeyi boşa saçarsın
Yad ellerde düşme nefsin peşine
Hülyaların acı katar aşına
Yoksunluktan feryat etmek boşuna
Varlığın hükmünden nere kaçarsın
Azık kaygısına koşup gittin de
Yordamsız yolları aşıp gittin de
Bir hırs ateşiyle pişip gittin de
Yanıp yanıp yine geri göçersin.
Ferhat’ım fersizmiş gurbetin nuru
Şifası bulanık zehiri duru
Sazağı pınarı membaı kuru
Gül olsan çöllerde nasıl açarsın
Kuş olsan sılaya nasıl uçarsın.
10.10.08 Cuma
m.ferhat