31
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1846
Okunma
sen varken olduğum yerde
gelip çattı eşref saatim
yine cinlerim geçiyor önümden
boşlukta
gözle görünmeyen, ama göze görünen...
bir gölge oyunu sanki ışıklı yüzün
öylesine zorki silebilmek seni
hayalet kuklası gibi beynimde
güdülenmişsin güdülerime...
en çok da gülümseyişin yoruyor beni
tek başıma izlediğim
sessiz bir film şeridinde
alt yazı düşercesine akıyor dizelerin...
bin anka savrulsa da küllerimden
bir gülün öyküsü başlıyor
her gün doğarken yeniden
seni izliyorum sonsuz bekleyişle
zaman sürecinde ben...
-II-
bir, iki, üç derken, dördüncü yıl işte
doldu bile üzünçlerle
ilkyazdı geldiğinde, gittin yaz ortası
güz başladı bitimsiz...
her nedense birden
yorgunluğumu düşledim
belki ağrıyan belim
bitmek bilmeyen yollarda
hep seninle geçtiğim
kaç kış geçmiş,
hiç bir şey değişmemiş
özlem dolu yüreğim
zamana türkülemiş seni...
her saniye sen yaratarak yeniden
katlanmak geçen yıllara
ellerin elime değmeden elim
kaybolup giden elâ gözlerin...
dile kolay değil mi; hep seni gözledim
an bile gitmedin gözlerimin önünden
seninle dolu geçen yıllar
hasretin dört mevsim...
buğdaylarla ekilir
güllerle koklanır
kirazlarla tatlanır
elmalarla öpülürsün
güz gelir, servilerden
yaprak yaprak dökülürsün...
bir başkası değil, karlar örter beni
yangınların üşütür
sen kesilir tenim; beni sen öldürürsün...
Şaban AKTAŞ
11.09.1998 - 17.10.1998