4
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
492
Okunma
Kalemim, ricam var!
Bilirsin, geçenlerde göz yaşı tadında
Kalp atışı sıcaklığında bir olay yaşadım
Biraz da seni darladım, biliyorum.
Ama
Yine yine ve yine
Dener misin arzumu
mürekkebinin asaletiyle
Mat sayfaları parlatmaya göndersen
...Rica etsem?
Biraz paslanma mahkûmusun...
Bazı gecelerde
İdam edilme emirlerinden kaçarsın.
Elimi tutarsın ve tatlı hiçlikler fısıldarsın.
Sen nasıl bir kahramansın,
Sen nasıl bir dayanıklılıktasın?
"Bir gün benden sıkılır,
Kokulu zarflarda hoş esansları,
Tatlı sözleri,
Parlak hediyeleri
Esirgemekten çekinmediğin olur mu hiç...?"
...desem?
Korkutma beni...Lütfen
Ben ’belki’ seni korkuttum ama
Seninle birlikte ben de korktum.
Benden vazgeçme desem
Ama yine de pencereden atılsan
Düşsen ve batsan mesela...
Geri gelir miydin...?
Bu yol seni sever mi?
Çamurunu özler mi?
Kirinden şikayet eder mi?
Değerlisin.
Kalan son şeker kadar değerlisin.
Uyuduğum son 5 dakika gibi tatlısın.
Tüm renkleri gösteren bir şeffaflık kadar
Büyüleyici ve sevilesisin.
Mükkemmel olmayışıma eşlik eden
Yegâne dostum sendin, şahitlerimiz bilir...
Boş dolaplar ve yorgun düşünceler,
Gergin parmaklar ve kanlı gözler,
Birkaç vahşet ve biraz şehvet...
Sorsanız bilirler...
Yalakalığımı değerli gördüysen:
Bir kere daha içeceğim.
Bir kez daha ferah bir lezzeti,
Zararlı bir hazza tercih edeceğim.
Mürekkep ısındığında haber et!
Belki yine gelirim...
Yolda kalmazsam,
Takılıp ağlamazsam,
Başka bir sorumluluğa atanmazsam,
Yine bir çöküş yaşamazsam,
Ve belki ’boşlukta’ kalmazsam
Elbet kapında bekleyebilirim...
5.0
100% (9)