uzaktayım
uzaktalar
sarı sarı küçük pencereler
gecelerden sıçrayıp düşlerimden savuşanlar
belki varlar
belki yoklar
raylar
dumanlar
eskimiş taş yapılar
kimbilir
kimin yaptığı istasyonlar
dikdörtgenler
kareler
yarım daireden pencereler
perde aralarından bu yana kaşık sesleri
naylon tepsilerde ya genç eller hürmetkar
ya titreyen nasırlı yaşlı eller
çaylar
sürme sürmeden gözlere
sürmeli gözlere nazar
zifiri
dem buğusundan gözden burnuna insanın
ya ıhlamur örtülü kokulardan nakşeder genizlere
ya bergamut kabuğundan mandalina bahçelerine
eski tren istasyonlarından bir panorama çizer
dağlar ovalar patikalar
yer titrek
ya tıkır tıkır kompartımanlar
tıklım tıklım
köyler
şehirler
kasabalar
ve sarı sarı küçük pencereler

özlem duyarsa geçmişe memleket
özlem duyarsa düne
özlem duyarsa bu güne
ve yaşanmışlara yarına varmadan bu günden
daha çoook şey var
çok şey var
taş devrinden
tunç devrinden
ve kılıcından
ve kınından
atalardan
cedden bu güne
olmaz olsun yokluklar
karışanlar yokluğa
kanından ananın
rahminden nice toy yıllara gençler
şırıl şırıl bedenlerden
al al gelip geçenlere
gerek mi var düşlere
insan olup insan gibi düşünenlere

uzaktayım
uzaktalar
ve sarı sarı küçük pencereler
o pencerelerde
daha
neler neler

4 ekim 2008 Denizli