0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
971
Okunma

bir papatya sanırsın,
akar çayın yüzeyinde,
berrak sudan beslenmiştir,
kökleri karanlık mavilerde
kokusu tazedir o çiçeğin
ciğerin açılır nefes çektikçe
sonra birden sarsılırsın,
boynunu büker dizlerinde
onu boğduğunu düşünürsün,
yorgun düşmüştür sarı yanakları,
koklamaktır aslında tek suçun,
yaşatır seni,şifalı tohumları
saf ve iyisindir ya,
bırakırsın özdeki titreşimine,
o suyun üzerinde ilerlerken
ardına bir kere,bakmaz bile
ellerini ceplerine alırsın,
sırtın yüktür bin yıllık selviye,
hasretini nakış nakış,
işlersin bir kağıt gemiye
senin aklın güvertede,
düşlerinse onu arar,
hızla giden bir maviye,
boyun bükmek gözü yorar
yatışır az sonra herşey,
papatya denmiş sarı sanrıya,
sanki bir kolonya
uçup gider tüm gerçekler
ve akşam olduğu vakit,
nehir katlar tüm minderlerini
ay ise yoldaş olur tenime,
gönderir neferlerini
ve şimdi herkes kendi patikasını
dolaşacak gönülsüzce,
belki gün olur hiç bilinmez,
papatyalar çığ olur gönül bahçemizde