3
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
860
Okunma

Tan yeri ağrıyor
Kuşlar ezanı azîmüşana eşlik ediyor
Bahçe duvarını aşıp,
toprak ana ile sarmaş dolaş olan misk kokulu mimozalar
pembe yanaklı güllerle seranat ediyor
Rüzgar hafiften meyve yüklü ağaçların dallarını okşuyor
Huzuru kucaklayan bu gönül köşküne
ne çok yakışıyor gurbet türküleri
Yeşilin ve mavinin her tonuyla burası cennetten bir köşe
Bir daha toprak yollarda ayak izlerimiz olur mu bilmem
Sıra selviler selama durur mu ?
Hatıra yüklü bogomvil çerçeveli
Siyah beyaz resimlerimiz de
Görmezden gelecek bizi
Ama olsun
Ölümüne sevda yüklü bir anı
Uyuttuk zamanın koynunda
Ve şimdi
Tövbesi katmerli goncalar boy veriyor yüreğimde
Hulasa neden ve niçinlerin göğe
Merdiven kurduğu yükseklikten
Tepetaklak düşüyorum
gurbet akşamlarında hasretin kucağına
ve giderek içimin ormanlarında kayboluyorum
Yasaklanmış iki elmanın yarısı
Kavuşması mümkün olmayan
Tatlı ve tuzlu su gibiyiz artık
Sözüm söz
Yemin olsun dört kitap üstüne
Sonsuzluğun durağında beklemekteyim seni
Ahretliğim