0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
264
Okunma
YAŞAM NE Kİ
Ümitler tükendiğinde
Kümelenmiş dumanlar yükselirdi
Beyazdan mora dağılırdı gökyüzüne
Köy evlerinin yıkık dökük
Bacalarından.
Yorgun düşülse de çalışmaktan
Sıcak aile yuvası rahatlatır bedenleri
Bir tas çorba birazda somun ekmeği
Köy fırınında pişirilmiş.
Alıp götürür günün yorgunluğunu
Fakirliğin yoksulluğun acılarını.
Ne varlığın ne de yokluğun ızdırabı
Tüketemiyordu nefsinin temizliğini
Ne de kirlenmemiş saf vicdan yapısını.
Acılara direnç kazandırıyordu
Yaşamın güçlükleri taş yürekli acımazlığı
Girilmeden gecenin mahmurlaştırdığı uykuya
Yarı uyur yarı uyanık yatağında
Dalar insan yarın ki işlerin vaveylasına.
Bereketli toprakların yorgun ırgatlığın
Çalışmasını düşünerek dalar uykusuna.
Ne yapmalı ne yapmamalı
Boşa koysa dolmuyor doluya koysa almıyor
Toprak ana bereketlidir
O değil mi yaratılışların var oluşların anası
Topraktan geldik ona dönecek değillmiyiz?
Hayalleri kurar dalar uykuya.
Sabah yeniden olacak
Güneş yine doğacak her zaman ki gibi
Ümitler yine neşe verecek gönüllere yeniden
Tükenmek bilmez boş uğraşlara.
Ömür dediğin nedir bitecek bir gün
Geride bıraktıklarına miras kalacak.
Durmuş Karabağlı