İngiliz şartlarını
Bir bir sıralıyordu.
Milletin iradesi ,
Hiçe sayılıyordu.

Mandaya aşık zatlar,
Halkı oyalıyordu.
Zulüm altındaki halk,
Düşüp bayılıyordu.

Devleti Osmaniye,
Düşündü bir saniye..
Eskiye rağbet etti.
Tahammülsüz yeniye.

Fransızlara hayran.
Saltanat var sarayda.
İngiliz’e at başı,
Çekiyordu ne fayda.

Saltanatın kayığı
Yanlış yol alıyordu.
Yelken ingilizindi,
Yerinde sayıyordu.

Dış güçler, iç güçleri,
Bir müddet oyaladı.
Seksenlik sefirleri,
Makyajla boyaladı.

Sıhri akrabalıkla,
Atanınca paşalar .
Harpten anlamayınca,
İlk cephede şaşalar.

Sandılar ki otağı,
Payitaht’a kurdular.
Tıpkı bir şaka gibi.
Türk’ten hesap sordular .

Sürdüler birer birer,
Vatansever Zatları.
Mühürlediler bir bir.
Aymazca tezatları.

Bekleniyor Tanrı’dan,
Kurtarıcı bir önder.
Aminler diyordu ki,
Allah’ım çabuk gönder!..

Sahnenin ışıkları
Yandı ,O Zat göründü.
Mustafa Kemal o gün.
Önderliğe büründü.

Yoktu O’ndan bilgili.
Kararları alacak.
Devletiyle ilgili,
İsabetli olacak.

Milletin iradesi
Hiçe sayılamazdı.
İradesi olmayan,
Karar duyulamazdı.

İşte o an;
Türkiye Büyük Millet Meclisimiz açıldı.
Türk’ün derin dehası güneş gibi saçıldı.
Oyuncak bir saltanat ayakta duramazdı.
Allah o anda işte, Türk’ün kaderin yazdı.

Bin dokuz yüz yirmi’nin yirmi üç Nisan’ında.
Ulu Önder Atatürk, Türk Milleti yanında.
Besmeleyle yürüdü mecliste makamına.
Yüz on beş kişiydiler üyeler tam tamına.

Odur budur başladık Ülkeyi yönetmeye.
Atamızın izinde koşar adım gitmeye.
Durmak yok arkadaşlar, çocuklara hediye.
Atatürk’ten bu bayram bir ödül-bir tediye.

Kutlu olsun çocuklar Egemenlik Bayramı!.
Ulusaldır bu bayram, hepimizin seyranı.
Sevgiyle elele vererek en güçlü bir şekilde .
Çekip çevireceksiniz bu kocaman devranı.

Kolay değil ve ancak, gençlik var serinizde.
Takiptedir cehalet bir adım gerinizde.
Yorgunluktan emare olmasın birinizde.
Muhtaç olduğunuz kudret kanınızda zaten var.

Asil kan eksik olmaz damarında her Türk’ün.
Emsal Atatürk ise, kalbi çarpar her Türk’ün.
Örnek alacağımız Ulu Önderimiz var.
Sığmamalı dünyaya, senin o yüce ülkün.


Emine Balı Oğuz