2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
342
Okunma
Bu şiiri 8 yıllık kedim olan Lokuma ithafen yazdım.
Kendisi benim en kıymetlilerimdendi.Ölümün olduğu dünya ikliminde sönmeyen ateşimi su yerine koyduğum
bir kaç dize ile dindirmeyi arzuladım.
Yağmurlar dökülür yapraklardan
bulvarlar kapanıp açılır
Herkes evine gider
Bir kadın bakar yüzüne anlamlı.
Yüzünü adımlar bakışlarıyla ezberler kıvrımlarını ; dertlerini,aşkını.
Kırmızı ışıklarında hayatın hep bekletilmiş sanki umudum
Öyle sere serpe güçsüzüm.
Çocukmuşum bir zamanlar bu caddeler beni iyi tanır
Saçlarını rüzgarın taradığı çocuk
Mahallem benim be kaldırımından tanıdım,
mahallem ..
Güzel insanlarla dolup taşan muhabbetim benim...
Uzunca vakit olmuş gelmeyeli sana
Unutmuşum yapraklarını nasıl döker ağaçların
Nasıl ölür çocukların bir gece yarısı
Nasıl babalar terk eder gider bu evleri...
Hadi kalk geldik burası dünya
Hep bir tavırlı yeryüzüm
Hep bir çırpınış
Yükselmeye bütün çabalar
Benliğini bile unutmak bunun için
Bir yanda düğün varken bir yanda cenaze
Dünya böyledir biraz ....
hem mutlu eder hem kırar kalbini.
Annelerde üzülür çocuklarda
En sevdiğim renk yeşil benim
sonra biraz daha yeşil
sonra biraz daha
ve en son faslın sonunda bir siyah matem gökyüzüm.
Şimdi bilmedigim bir dilde yazar gibi yazıyorum çaresizliği
kedilerde ölürmüş bu dünyada
insanlarda ,
sonra daha çok insan ölürmüş.
Kalan insan ya bır bakıma
Her şeyin yası insanda birikirmiş.
Kimse anlamazmış halinden kalanın
Köyler bu uğurda ateşe verilmiş.
insanlar yakılmış.
Kim bilir daha neler ,neler yitip gitmiş.
Bilmeden anlamadan doymadan
hatta ve hatta hissetmeden...
Kırık bir gecenin koynunda insan affedermiş
kendini
Ben geceyi affedemiyorum.
5.0
100% (1)