5
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
246
Okunma
1990 yılında yaz tatilinde memlekette bir şekilde icap etmiş ki bu şiiri kaleme almışız. 34 yıl geçmiş üzerinden! "UYUMAYALIM!" demişim o zaman!
SONUÇ?
Bu şiiri edebiyat platformunda ve sosyal medyada paylaşmak bugüne kısmetmiş. Sonuç dedim amma, şimdi aklıma gelen bir şarkı sözü "Kimseye etmem şikâyet!"
Şikâyet etmiyorum da, "UYUMAYALIM!"a karşı bu kadar UYKU fazla değil mi dostlar? Özellikle bu ülkenin ve Şehrin idarecilerine! Bir öğretmen, şair yüreğiyle daha ne desin!
Allah sonumuzu hayr eylesin.
UYUMAYALIM!
Kırk asırlık Türk yurdu
Mucizelerle ayakta durdu
Gelenler sömürdü gitti
Sahip çıkılsa böyle mi olurdu?
Torunlar emanet bıraktı bize
Bakanlarımız sadece yoktu
Bakamazdı çünkü o masum yüze.
Hainler dört tarafını yaktı, yıktı
Emeksizler, mirastır sanıyordu!
Nutuklarla teselli bulunsa keşke
Umarsız kalanları hep kandırırlar
Üfürükle çığlığı nasıl da söndürürler!
Yangınlar içimde, hep yanıyordu!
Körüklerle gidilmez ki yangına!
Ulaşalım varlıkta, dünya dengine
Kavuşsun bu ufuklar doğal rengine
Yaralılar karşımda uyuyordu
Yaralar içimde hep kanıyordu!
Namerde muhtaç etmeyelim bu yurdu
Kurda, kuşa yem etmeliyim bu yurdu
Atalar "övün, çalış, güven" buyurdu!
Biz övünürken, düşmanlar uyumuyordu!
Ve, şair ne diyordu;
Yiyin efendiler..! Onlar da yiyordu!
Garibanlar aç sefil, ve uyuyordu!
Murat Kahraman Murâdî
Ağustos 1990/Antakya
(Tozlanmış dosyalardan.)
5.0
100% (13)