1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1531
Okunma

İçimden geçeni görseydin acaba tepkin ne olurdu.
Acaba o halka bağlamasaydı boyunlarımızı ellerimiz ne kadar yaklaşabilirdi birbirlerine.
Ne kadar dokunulabilir olurdu bizim için hayat.
Ne kadar sürerdi zamandan çaldıklarımızı yaşamak.
Ne kadar sürerdi güzel bir şarkıyı paylaşmamız şarkıda yaşamamız
gözümüzden akan her damlada diğerinin yansımasını görmemiz.
Islanan sokaklarda aynı damlalar altında olduğumuzu bilmemiz.
Ne kadar acırdı içimiz beraberliğimizden ve beraber olamayışımızdan?
Ne çok soru var değil mi cevaplanması gereken.
ve ne çok cevapsız anlar var hayatımda ve cevaplarını senden beklediğim
ne kadar yardıma muhtaç anlarım.
İçimdeki sızı acı her ne haltsa işte ondan
senin yüzünden olan
ne varsa atmak yada hep orada kalmasını sağlamaya çalışmak.
Ağlamak senin omzunda
seninle içmek
zaten olan sarhoşluğumu alkolle kararlı bir hale getirmek.
Her alkolün sana yaklaşmamı sağlaması
seni ondan uzaklaştırması
ama yinede ona vermek seni.
Bir masal yaratmak kendime bir melankoli
ve bir enigma çapraşık düzen
ve bir Ütopya ikimize
o kadar zor mu bu
o kadar zor mu denemek
belki yanlış olacak
farkındalığımız rahatlatacak
ama bilmemek işte o en kötüsü olacak
erken mi kaçmak istiyorsun yanımdan
ellerim yanından yazdı bilerek veya bilmeyerek
suçlamıyorum onları onlar hükümsüz suçsuz
sadece kullanma izni veriyorlar bana gerisi yok
ama sen hiçbir şey vermiyorsun bir yazı iki kelime dahi
beni düşündüğüne dair hiçbir şey.
Önemsediğini bilmek yetecekti bana ama
sen bunu söylemeyecek kadar meşgulsün
yada fark etmeyecek kadar aşık
ama
başka bir kadına.
Neden bu kadar çabuk buldun hayatının aşkını sanki
neden bir şans tanımadın bize!
Neden benimde sevebilme ihtimalimi öldürdün o parlak kaygan halka ile.
Her şeyi senden bekliyorum öyle değil mi?
Belki bu yönümü gördün belki sevdin belki nefret ettin
belki küçük bir kız sandın daha gelişmemiş bahaneci üstesinden gelemeyen hayatın
belki aradığını buldun ama en iyisi bu
söyleyebileceğim yalanlardan hem de kendime olan.
İşte içimdeki acısın sen
canımı sıkan melankolimi besleyen ve ağlatmaya çalışan beni.
Belki neşemsin sen ama sadece gördüğümde seni.
Yokluğun işkence hiçbir şey bilmesem bile
bundan eminim rahatlıkla söyleyebilirim.
Düşüncemde olduğun anlarda ayaklarım yere tam basmıyor
hafif sallantılı dünya
serin esen bir rüzgar bağrıma vuruyor midemde garip bir his
gözlerim nedense daha bir sıcak bakıyor dünyaya
ama az ışık var pek seçilemiyor dünya.
Bir kaç gemi silueti uzaklarda
yakalasam uzaklaşıp kaçırabilecek senden.
Bir melodi kulağımda
sen yokken senin yerine yakınımda.
yine sallantılı dünya yine loş ışıklar etrafımda.
Ne kadar süreceğini bilmemek seni yaşamayı
yaşamak belki de iyimser bir kelime
düşlemek demek daha doğru.
Sen bazen bir tahta blokta
bazen sıkışmışken bir kalabalığa
bazen de bir su kütlesinde dalgalar arasında.
her nerde isen herkesten yakın bana ve herkesten o kadar uzaktasın ki.
Kıyılarına bakmak yetmiyor bana
gitmeni izlemedim asla
hatırana dönmek için hep cevirdim başımı
son hatıram gitmen olmamalı diye!
Senden bir şey kalmadı diyemezsin bana
hiç değilse bir zamanı paylaştık seninle düşüncemizde buluştuk
belki sadece eğiticiydin benim için
ben de öğrenmek isteyen tembel.
Ne olursa olsun hatırlamıyorum deme
ordaydım
karşında oturdum
konuştum veya konuşmadım seninle
ne kadar konuşsak istediğimi söyleyemem
aslında o kadar çok şey vardı ki aklımda
ama en fazla sen olunca hepsi silindi.
Herkes yaşar mı bunları
ama bağlı bir erkek olması çok acı.
Hiç umut edecek fırsat tanınmıyor bana iyice acımı arttırıyor.
Gel de söyle sana umudumun boyutunu.
Gösterme korkun varken birde, bana
yüzüğünü alaycı bir bakışla.
Katlanamam herhalde buna.
İlgilenmiyorum desen daha mutlu olurdum elbet.
Hiçbir umut kalmaz mı bana herhangi bir sığınak bulunmaz mı duygularıma.
Acım ne kadar uzun sürer
yarın çok mu yakın acaba?
Bırakmak istemek seni sana mı haksızlık kendime mi?
Tamamen sorulardan oluştu bu mektup.
Ne de olsa gönderilmeyecek cevapsız bir mektup olmaya mahkum
çünkü iş kendini kandırma, iş kendine itiraf edememe.
Daha ne kadar sağlam durabilirim ki hayata
bana bu kadarı yetti üstü kalsın! ast da astarda fazla geldi.
Bunca yıl açamamışken kepenkleri
aralamak yetti seni görmeye
ama sende gösterdin yanındakini hemen.
Hayal bile kurmaya fırsat vermeden .
Belki hayal kurmaya o an başladım ama söylemesi zor
anlatması da beni aşar
bir aşk hikayesi yarattım kendime
kendim yazdım kendim oynayamıyorum bile.
Ne oyuncu var nede nitelikli bir senaryo.
Sadece uçuşan düşünceler senin göremediğin silik havada salınıyorlar
hepsi bir tek benim için Ağlamam için
veya bir şey olması için.
Göndersem sana açık söyle okur mu karın yazdıklarımı
yan yana güler misiniz bana
ya da okurken öpüşmeye başlar mısın
bitmeden yazdıklarım sevişir misin onunla bir kere bile dönüp bakmadan ekrana
yada aklının ucundan geçirmeden beni.
Kaçıyorsun anında bildiğim ama gidemediğim uzaklara
kitaplarda gömülüsün.
Kütüphanen yanındaydı dimi hep öyle dememiş miydin.
Ah ne salağım nasıl aklımdan geçirdim senin olabileceğini yanımda.
Hep gözlerin ışıl ışıl heyecanla konuşmanı benimle.
Ah nasıl! Dahası da var.
Sana nasıl açtım içimi bu kadar çabuk.
İlk gördüğümde beklediğimden etkileyiciydin kabul
ama pantolonunu çekmiştin bir kere.
Gömlekte giyiyorsun umarsızca.
Ama kazakların var sevdiğim sana çok yakışan
üzgünüm ben sığ bir kızım
hiç bakmasam da bakıyorum işte nasıl göründüğüne
sadece yetmiyor gözlerin yüzün.
Nasıl ilginç sana bakmak hep bir arayış içinde olmak gözlerine bakarken.
Güzel demeyeceğim ilgilendiğim bu değil anlamışsındır.
Kafandakiler sızlanmaman
belki belli etmeden sızlanman ama hep sırtında bir çantayla dolaşman
diğerlerinden farklı olman
belki de aynısın ama bana farklı görünüyorsun bunu bilemiyorum
fakat söylemeden edemiyorum seni seviyorum.
dürüst olmalıyım şimdiye kadar senden daha çok hoşlandığım başka biri olmadı.
Ama senin kadar ulaşılmaz değillerdi.
Yanlarında akıllarında başka biri yoktu. Hatta yataklarında.
Neden İstanbul dasın ki.
Eğer burada okuyorsan çalışıyorsan ve evin karın oradaysa
o zaman karın sana değil sen karına muhtaçsın demektir.
Benim ulaşamadığım adam bir kadına ulaşamıyor demektir.
Acının değil ama utancın kendine olan saygının sarsılışıdır bu.
Seni tamamen gömüyorum beyefendi
zaten buna mahkum bir tanışıklık bizim ki.
son bir görüşmemiz kaldı ve bitecek her şey
sen evine döneceksin bende evime.
Sen karının yanına ben kendime her zaman ki halime.
belki bir süre hatırlayacağım seni ama sonra silineceksin.
Eminim.
Sende bunu istememiş miydin.
Sadece iletim yetecekti sana beni başından atmaya.
Bir daha ki görüşme falan yok olmasın!
Sen yoksun dersin yok ilgin sohbetin yok !
hiçbir şey yok.
Kandırmaca her şey kurma!
Sen benim değilsin
sen son bir görüşme kadar yanımda olacaksın
sadece bir göz teması bir boyun eğiş o kadar
ve bitecek her şey!
Ne kadar salakmışım diyene kadar birkaç gözyaşı
esen rüzgara karsı bir kaç şarkı sonrasında
yokluk!
Bu kadar işte bu hikayenin sonu.