30
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1973
Okunma

Bir mevsim yitiği yağmur
Akıyor gülhane önünden düşlerime.
Yosunlanıyor hüzün
Bir ada vapuru sessizliği içinde
İçimde son bahar
Bir eminönü telaşında
Geride kalmalarım
Önüme dökülüyor
Renkleriyle şehir
Bir yanı karıncalı yaşamasının
Bir yanı tembel mavi...
Aaman kimse bilmesin
Sana söylüyorum taş duvar
Ne bayrampaşa ne metris
Bana dört yan,dört duvar.
Düşlemesi çalınmış şehrimin
Ellerinden kalemleri alınmış
Duvarlar arkasına iltica etmiş
Anlamı silinmiş kelimelerimin
Arka sokakları ot bağlamış
Örümcek ağları kaplamış her yanını
Ojeleri dökülmüş dertli kadın eli
Gibi dertli şehrim...
Sarıyer kenarında
Kulağımda ıslığı gecenin
Elimde eski bir avuntu
Efkarım delik deşik
Sahil boyu...
Sonra birden ağlamaklı moda
Sonra birden boşalacak yağmur
Bulutlar üzerinden bir düş
Göğsümde alışagelmişliklerim
İstanbul ben gibi
Zengin,fakir
Kötü ve iyi
Ve gece düşer ellerimden
Ve alabildiğine sonrasızdır deniz
Nefesimde Istanbullu bir türkü
"Amanda aman
Varamaz elim kırlarına,
Sende mi gittin deniz."
Geçiyor rüzgar emirgan üzerinden
Tozlu bir hayal ile iniyor varoşlara
Sevmenin sert ve keskin yüzü
Kesiyor arabesk ağlarını yavaşça
İstanbulun hüzün denizlerinden...
Ahmet YILMAZ