BURSA

Devlet-i Âl-i Osman, ebedî iskân oldu
Şanlı cihan nesliyle, muhteşem meskûn oldu
Osman oğlu Orhan Bey, bağrında medfûn oldu
Yaslanır Ulu Dağ’a, tüllenen bahir dursa;
Uşşakın gözyaşıyla, ıslanan şehir Bursa.

Cüneyd-i Bağâdî’nin, soyundan boy verenler
Aziz Mahmud Hüdâî, hemcivârı erenler
Asırlık çınarlardan, can suları derenler
Seslenir Ulu Dağ’a, ezanda mahir varsa;
Dervişân sadâsıyla, beslenen şehir Bursa.

Yıldırım gergef işler, Emir Sultan niyazda
Öte yandan Üftade, Hızır Dede’yle nazda
Büyüsün Ulu Çınar, altı asır biraz da
Hislenir Ulu Dağ’a, zikrullah zuhur görse;
Hû diyen nidâsıyla, uslanan şehir Bursa.

Uludur Bursa’mızın, şanlı Ulu Cami’si
Bayezid Sultan oldu, evvelinde hâmisi
Bulutlar gölge gölge, sanki Nuh’un gemisi
Puslanır Ulu Dağ’a, Çekirge buhur verse;
Letâfet edasıyla, süslenen şehir Bursa.

Yalnız coğrafya bile, doğal resim sergisi
Âlem muhibbi onun, olmadı hiç yergisi
Şehrin şânı şerefi, mutlak Allah vergisi
Sislenir Ulu Dağ’a, gökleri nehir sarsa;
Müftehîr Hüdâsıyla, destlenen şehir Bursa.

Murat Kahraman Murâdî
24.07.2017/BURSA

Not: 24 Temmuz 2017 Pazartesi günü değerli büyüğümüz, kırk yıllık gönül dostumuz Hacı Duran Dilli Ağabeyimi Bursa Uludağ’daki yazlığında ziyaret etmiştim; o gün saat 17:00 sularında Uludağ’ın zirvesine çıktık, çevreyi temaşa ettik ve bu Şiirin temelini ve kalıbını o zaman mırıldanmıştım…
Zaman zaman Bursa’nın tarihî tefekkürü ile demlendikçe mısralar eklemeye devam ettiğim bu eser nihayet bugün (21.11.2022) bu şekli aldı, umarım Şehzâdeler Şehrimiz Yeşil Bursa’nın letâfetine zarar vermemişimdir! Değerli okuyucularıma saygılarımla arz ediyorum.
Murat Kahraman Murâdî