Yiğit düşer, atı tökezler; umut döner ve döner,
Irgat terler, alnını siler, köz harlar, çay kaynar.

Küçük bir yangın başlar, kıvılcım mı, çıra mı belirsiz,
Yakmayan, ağlatmayan (sonra yakıp ağlatacak!)

Kuşları ürkütmeyen, sessiz ve ıssız yangın,
Yaz güneşinde çıtırdar, telaşsız anne, yumurtalarına bakar.

Küçük bir yangın, çocukça hisler, şimdi çok erken
Yakmayan, ağlatmayan (sonra yakıp ağlatacak!)

Bir ateş içimde, ölümden eksik ve biraz ayrılık
Ağlamıyorum merak etme, gözümdeki, hazırlık

Küçük bir yangın, dudakta kıvrım, acıda devrim
Yakmayan, ağlatmayan (sonra yakıp ağlatacak!)

Küheylanın gözlerinde yâr, tarlada toprak çatlar
Ta uzaklardan gelen var, ufukta toz, iz, civar

Küçük bir yangın, bitmiş gibi, bitmemiş gibi, etkin
Yakmayan, ağlatmayan (sonra yakıp ağlatacak!)

Dumanı tütmeyen, bilinmeyen, gitmeyen yangın...