0
Yorum
6
Beğeni
4,0
Puan
421
Okunma

Varlığın bir tutam tuz, yokluğun tuz gölüdür;
Ölümüne sendeyim sanma gönül hevesi;
Hicran dolu bahçemde, kederin bülbülüdür;
Elbet hicaz makamı, duyulur hasret sesi;
Görmesem delirdiğim, görünce şad olduğum;
Ya güneşin doğması ya da mehtap bakışın;
Hayallere sığınıp, düşlerde kaybolduğum;
Cemaline dünyayı, bir gülüşle takışın…
Aklım sende fikrim sen, dilimdeki zikrim sen;
Günüm bizimle başlar bizimle biter vakit;
Yıllarca aradığım, yurdum olan şehrim sen;
Bozulmaz ömür boyu mühür vurulan akit…
Adını besmeleyle anmasam günahımdır;
Varlığına bin şükür diye açılır elim…
Geç buluşum ne yazık düne dair ahımdır;
İki hece isminle bayram ederken dilim…
Ben ki seninle doğdum, sensizliğe muafım…
Eksik olma denir ya, eksik olma canözüm…
Ben ki bir delirmişin, aklı kadar tuhafım;
Tutundum ellerine, sen kaybolma canözüm…
Seni bastım bağrıma vatanımsın diyerek;
Gönlümün kalesine ‘yar’ bayrağı dikmişim;
Sol döşümün altında, yatanımsın diyerek;
Yürüdüğün yollara ıhlamurlar dikmişim…
Dinlediğim şarkıdan, hep seni duymalıyım;
Hep seni anlatmalı, notalar sıra sıra;
Nakarat mısraların emrine uymalıyım;
Kimi gün başkentimsin, kimi günde Ankara…
Ali ALTINLI – 11.01.2024
Saat: 16:17
5.0
75% (3)
1.0
25% (1)