0
Yorum
7
Beğeni
4,7
Puan
330
Okunma
Dünyayı küçücük bir odadan gözlüyorum;
Odam, ’iğneli fıçı’...
Keder, neş’e, sevgi, kin...Hepsini özlüyorum;
Duygular, ’arap saçı’...
Beynimde helezôni vehimler kuruyorum,
Oysa, düz çizgiler çok...
Aynaya her bakışta, bir boşluk görüyorum;
Akılla izahı yok...
Beynimdeki karanlık, ışığa göz yumuyor;
Hiç Güneş görmemiş ki...
Çözüm diye, ölümden bile medet umuyor;
Oysa, hiç ölmemiş ki...
Gün, batarken mağripten çapkınca göz kırpıyor,
’Benimle gel’ der gibi,
Yolculuk zamanını suratıma çarpıyor
Hep, alay eder gibi...
Çan sesleri, ezanlar ve dualarla dolu
Bir yere girmekteyim;
Günah ağaçlarıyla tıkamışlar bu yolu;
Sanki delirmekteyim...
Beynimde; çivi-çekiç, yüreğimde; bir matkap
Durmadan çalışıyor,
Plâklar paramparça, boşa dönüyor pikap;
Ebed’e alışıyor...
Bataklık kenarında, bir ’felsefe sorusu’;
Boynu bükük bir kamış,
O çamur deryasından umudu; bir yudum su! ..
Çaresiz, çok susamış...
.............................
Dünyayı, kör gözlerle, odamdan görüyorum,
Odam; ’iğneli fıçı’,
Uçsuz, bucaksız çölde, hep suya yürüyorum;
Lâbirent, ’arap saçı’...
Ünal Beşkese
5.0
67% (2)
4.0
33% (1)