0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
350
Okunma
Doğduk,
“Bu Dünya sizindir” dediler.
Masmavi gök, rüzgârlar, yağmurlar bizimdi;
Sevindik...
“Şunlar iyidir”, “bunlar kötüdür” dediler;
İnandık.
Bizim olanlarla avunduk,
Gerisini unuttuk.
Çocuktuk, mutluyduk...
Büyüdük sonra, genç olduk.
Gördük ki gök, hep masmavi değildi,
Bulutlar da vardı.
Yağmur bizimdi ama,
Çamur da vardı.
“Özgürsünüz” dediler,
Ama, özgürlüğümüz, bize verildiği kadardı.
İmkânsızlıklar, ayaklarımızda prangalardı....
Ne bulduysak, onunla yetindik,
İmkânsız olanlara imrendik.
Yine de, umut vardı yüreklerimizde,
Direndik...
Sonra, daha büyüdük, olgunlaştık.
Bir Dünya vardı, bize öğretilenlerden başka;
Şaştık...
Özgürlük, yine verilmişti bize
Hem yasalarla;
O yasalarla öğrendik susmayı
Ve bir türlü beceremedik
O yasalara tükürmeyi, kusmayı...
En aptal rüzgârlarla hepimiz bir yana savrulduk,
Yağımız yoktu ama
Kendi yağımızla kavrulduk...
Sonra, çocuklarımız oldu;
Onlara iyiyi, kötüyü (!) öğrettik biz de,
İyilerimizi sevdirdik, kötülerimizi unutturduk;
“Gök masmavidir” dedik,
“Yağmur berekettir” dedik,
“Özgürlük sizin olacak” dedik;
Yutturduk! ..
Yine de anlatır dururuz bazen
“Ulusal egemenlik, kişisel özgürlük, insan hakları” diye
Bir sürü hikâye...
.................................
Umut fakirin ekmeği
Ye Mehmet ye...
(08/07/2008) Ünal Beşkese
5.0
100% (1)