11
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
487
Okunma

Hep susmaklı yürümedik mi gönüldü kırık
İstemezdik bu yükleri fakat yine de taşırdık
Ne zaman biz de dileğimizce alacağız yol
Başkalarına öykünmek deneni bir kenara koy.
Hayata renk katmayansa şu yürümek boş
Güpegündüz manzara kapkara ve ondandır loş
Ucunda olmasa da sonundadır belki kollar
Gitmelerin yok ise anlamı erisin, kavrulsun yollar.
Özlemlerle yürünen zemin olmalılardı sevene
Yüründükçe ısıtmalıydı kavuşmaların hayali
Tutmamalıydı kahve falı, çirkindi zaten meali
Yaklaştıkça son durağa yürek bulurken ritmini
Şaşırtmıyor artık bizi yolun gaddar muhabbeti.
Bitecekse bu fasılda gökyüzünün kızıl rengi
Ya vermeli çileye mükafâtı ya zulme gereken dersi
Cesaret etmeye cüret imanlının olmalıyken
Yoldan çıkmış sapkınların bu kudreti bilmem neden.
Nasıl bakacağız yüzüne çocukların, annelerin
Nasıl duracak ki omurga eskisi gibi dik ve mağrur
Hey körelmiş vicdanlar, çirkinliğe sensin sebep
Koparken mahşer yanında susmak var ya nasıl edep?
Halen bakmaklı mıyız pencereden öyle sessiz
Oysa boş şeyler için yerdik birbirimizi densiz
Şöyle bir baksan edayla adam sanırsın etrafı
Bu sinmişlikle çağırdık onca masumun celladını.
Şimdi uçmaz ise uçak, yürümezse koca bir tank
Binlerce mil öteden gelip oturur tahta densizler
Yolun kaderi midir bu, yolcular neden sessizler
Araç gider ise böyle korkarım tümü ölecekler.
Diş macunundan terliğe, ipe çöpe kükreyenler
Hani arslandınız bize, gün sizin meydan sizindir
İki kuruş ikramiye ister iken hor görenler
Temizleyin paranızı an sizin, vicdan sizindir.
Daha dünlerde ezayla, kamplarda can vermişlerdi
Çok geçmeden daha aradan bu neyin diklenişleri
Utancını örtmek için kayıt şart koşmayan Alman
Onca zulme uğramışın yediği haltın adı hezeyan.
Yetmedi mi onca ölüm, mezardan ecdat mı kalksın
Onursuz şu bedbaht duruşun faturası kime kalsın?
Ümmetçiyiz çığlıkları atanlar bırakın sözü
Mazinizden bir utanın, oyun zalimlerin gözünü.
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (15)