0
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
454
Okunma

Gardaş, doğduğunu hatırlayamazsın, öldüğünüde
Bir varsın, bir yoksun şu alemde
Ne sevdiğin kalır ne de davan yanında
Bir şiirin hecesi kadar kısadır ’’ömür’’ dediğin
Gelip geçen..
Ne yollar bitiyor, ne de arzular şu hayatta
Dört mevsime bırakılan hatıralar
Toprak altına gömülüp giderken düşler
Gül dikenin, su dökenin bile olmaz ardından
Gözlerin arkada kalır
Hayattan göçerken...
Umudunla bir sevda hayal edersin
Yalnızlığına bir yoldaş arasın
Bakarsın şaşkın halinle
Kimin kim olduğunu bilemezsin
Yıkılırsın!
Ömür basamakları bir bir çürütürken
Ansızın elvedasız çekip gidersin
Dört duvar arasında kimseler duymadan
Kapanır gözlerin...
Ardında üç beş şiir bırakırsın sevda yanığı
Beklediğine verebilmek için
Topladığın cennet nuru papatyaların
Ak yaprakları dökülmüş
’’Seviyor, sevmiyor’’ derken
Sevilmediğin tokat gibi vurur son yaprağı
Yaşam diyemediğin hayat biter
Senin için yaşanmışlıklar silinir
Hafızadan tek tek
Bir ikindi vakti kuşlar akşamı beklerken
Minarelerden sela sesi yankılanır
Son nefesin bile yetmez
’’Seni seviyorum ey yâr!’’ demeye
Son yolculuk başlar
Kıblegâhım Tengri Dağlarına...
Zafer Direniş
...
5.0
100% (5)