7
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
656
Okunma
Yaylanın kokusu ruhumu sardı
Yıllardır içimde özlemi vardı.
Yayla dağlarına çökerken akşam,
Alır yaylacıyı tatlı bir telâş.
Bütün zorluğuyla sürer bir yaşam
Yine de sofrada hazır olur aş.
Yaylada kokudur yelin nefesi
Duyulu gün boyu kavalın sesi.
Yamaçtan aşağı akar bir sürü
Her biri eşiyle buluşmak ister
Duyulur gür bir ses "yürü be yürü"
Alında görülür boncuk boncuk ter.
Yaylanın koyunu bilir huyunu
Güller arasından içer suyunu.
Kuzunun koyunu emdiği anda
Günün yorgunluğu duyulmaz olur
Tatlı bir mutluluk yayılır kanda
Gözler muhteşem bir manzara bulur.
Yaylada yamaçlar çiçekle dolu
Bürümüş yeşillik sağı ve solu.
Serinlikte bulur kendini zaman
Parlayan ışıktır ocakta ateş
Sarar bacaları garip bir duman
Kendine arıyor güzelinden eş.
Yayla akşamında baykuş ötüyor
Her haneden sanki hasret tütüyor.
Sessizliği gece misafir eder
Yaşam bir nefestir onun ruhunda
Ninni söyleyerek uykuya gider
Gizli duyguları kalmaz ahında.
Yayla vadisinde dereler çağlar
Kuzular kaybolmuş anası ağlar.
Akşamla beraber yanar gönüller
Ayrılık ardında saklı anılar
Arzuyla tutulur sıkıca eller
Bir kaç damla yaştır gözde kanılar.
Yayla mekânında dostluklar yaşar
Dostlar el ele her engeli aşar.
*
Vahdet-i Can (VAHDET ÇİL)
5.0
100% (9)