Rengarenk tepenin ardına baksan,
Gürül gürül akan çağlayanlar var,
Dertli gönülleri yalnız bıraksan
Kanlı gözyaşıyla, ağlayanlar var.

Hüznü şenlendiren, sese yolculuk;
Her tarafta akan, sularda bolluk,
Sararken rûhları, ayrı mutluluk
Cennete açılan, sırlı anlar var...

Yeşeren ağaçta, altın jâleler;
Rengarenk bahçede, güller lâleler;
Işığa koşarken, hep pervaneler,
Aşkın girdabına, kapılanlar var.

Candan seven gönül, gerçek bir rehber,
Her an O’na bakar, O’nu severler;
Kalpten duyguları, içten hisseder,
Hayata sevdasız, bağlananlar var.

Hayâlde yaşayan, sevdadan bir iz;
Anlaşılmaz dille, harfsiz, cümlesiz,
Kalplere bir şeyler, fısıldar sessiz;
Gizli sevdalara, aldananlar var...


Rûhun pervaz edip, uçtuğu yoldan,
Melekut alemde, yoktan, varlıktan
Kimsesiz aciz kul, olsada, insan
Şah Sultanlar gibi yaşayanlar var.

Mecnun gibi taşı, Leyla sanarken;
Varlığı bırakıp, aşkı ararken,
Gözdeki ışığa, kalpten bakarken;
Meçhul sevdalara, ağlayanlar var.

…andelip…