1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
518
Okunma

Uzunca bir ömrün büyükçe dertlerinden çok uzaklarda gözlerine aslı kalmıştı sevgi dilli hikayelerim.
İçimdeki yakamozla köşe bucak kaçışlardan göç etmişken
Üstüme fışkıran damlalara aldırmadan rüzgâr savuruyordu beni yerden yere...
Ansızın bir gün ışıklar göklerde ışıldamış ama mavili yıldızlarla bir bütün olup rengârenk gizemini koruyamamıştı.
O esrik gecenin mevsiminden akmıştı buzullar Nefes almayı başarmış hayata tutunmayı bilmiştim...
Kanadı kırıktı sözlerin karne derecesi yoksuldu.
O vakitten sonra içime dert etmiştim her şeyi.
Denizin ışıltısından esen poyrazdan hiç medet ummayan insanlar kuşatmıştı evreni.
Sevgi kokulu diyarlar sabahlarımı delip geçmişken
Vuslata beş adım kala geçiyordu zamanlarım. Herkesten kaçmak istercesine aşkın ağrılarını içime doğru çekiyor
Aşkı dudaklarımda dirhem dirhem hissediyor
Buğulu camlara sana olan sevgimin büyüklüğünü çizerek ağırlığın kadar seni sevmeye ant içiyordum...
İçimdeki yakamozla papatya kokulu gülücüklerimi akıttım senli zamanlara.
Ruhuna vardım yüreğine sığındım
Seni önemsemeyen el üstünde tutmayan
ve hep kibirli olan insanlarla ne işin var diye haykıran canına hemen pencereni aç benli bir tutam nefes çek içine doğru...
İnan ki sevdiğim
Aşkın nağmelerini harf harf tane tane kuşlara fısıldayarak
Aramızdaki fırtınları yok ettim sarıp sarmaladım seni hiç bırakmamak üzere.
Mehmet ÖKSÜZ
5.0
100% (2)