4
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
661
Okunma

Âşk’ı anlatamaz tükenmez kalem,
Âşk’ı mürekkebe dalması lâzım.
Âşığın dilinde çok olmaz kelâm;
Yâr deyince donup kalması lâzım.
Yağsa da başına yağmur, dolu, kar,
Sevda ikliminde her mevsim bahar,
Akıl baştan gidip etsede firar;
Yâr deyince karar kılması lâzım.
Âşıkların derdi, kederi bitmez,
Vuslata ermeden onu terketmez,
Seven, sevgisini âşikâr etmez;
Yâr deyince mahcup olması lâzım.
Hakk âşığı diye ozana denir,
Hasret, kalpten göze sızana denir,
Âşık melûl, mahzun gezene denir;
Yâr deyince benzi solması lâzım.
Âşk gönülde büyür, dilde söz olur,
Ebedî küllenmez daim köz olur.
Âşk yarası gönülde göz göz olur;
Yâr deyince şifa bulması lâzım.
Satır vurup, pare pare kıysalar,
Mil çekseler, gözlerini oysalar,
Bedenini cendereye koysalar;
Yâr deyince yüzü gülmesi lâzım...
Âşık, çölde yalınayak koşmalı,
Deryaları geçip, dağlar aşmalı,
Âşk, gönülden göze doğru taşmalı;
Yâr deyince düşüp ölmesi lâzım.
Hicranî’m ulaktır, âşığa kuşlar,
Her sohbete söze, yâr diye başlar.
Mezarın üstünde dikili taşlar;
Yâr deyince dile gelmesi lâzım.
17/10/2022 Nuriye Akyol
Görsel alıntıdır
5.0
100% (6)