3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2027
Okunma

AZZE WE CELLE
I
buhur yakma zamanı geçmişti
yıkık kentin tapınaklarında
biraz ürkek, biraz sancılı
kırılgan günahların şahidiydi
yakılmış mülteci sığınakları
ağıtlara karışmış hıçkırıklarını duyardık
yedi tepeli kentin yedi girişinden
kaç bin yıllık sevdaları aralamıştı
cenk meydanlarındaki haykırışlar
nice tütsüler yakıldı
kanlarıyla gömülü canlar üzerine
karanfillerle yıkandı
kelebek ömürlü sevda yolları
gül suları döküldü
solan çiçekler üzerine
ne kefenler biçildi
yedi kat ölümlü sevdalara
……….Ahh bir bilsen…
kan ağlasamda ben
gömeceksin aynalardaki kırışmış yüzümü
ve yere düşüreceksin yedi veren güllerimi
…………..biliyorum..
II
yedi veren başaklar gibi
kabirlerinden fışkıracak
aşkın soğuk nefesi
ellerindeki gelincik çiçekleriyle
ve sonra
en derinlere gömeceksin
helvasını dağıttığın sevdalarını
düşeceksin yollara
bir oraya koşturacaksın bir buraya
giydirecekler sana da
bir beyaz deli gömleği
sesleneceksin ötelere
ve bir şarkı mırıldanacak dillerde
……..aşk öldü, aşk öldü……
ağıtlar yakılacak ölen aşklar üzerine
ve suretler değişecek
vuslatın besmelesinde
as(i)l olan tekrar büyüyecek topraktan
kevser tadındaki bal şerbetlerini
heybelerinde taşıyacak mavi melekler
asa’lar çekilecek kınlarından
firavunlaın isyanları gömülecek
mirac’ın kutsallıklarında
ve kızıl nemrutlar devrilecek
tutsak şehrin göbeklerinde
asr’a zamana ve aşka yeminlerini adayacak
yitik sevdalı yetimler
volkan olacak tüm sihirli sözler
ve şairler şiirlerini sunacaklar
en asi en hoyratça sözleriyle
saf saf dizilecek
en çocuksu gülüşleriyle gelinler
en güzel kurbanlarını sunacaklar
Habilin İbrahim yürekli çocukları
----------ve secde edecek ………
cümle alem
-----------azze we celle……..
H.Ali Aydın
04.08.2008
I
sebepsiz olmayan sessiz haykırışlarımda
sancılanır kalbimin sızıları
iç çekişlerim çırpınır nefessiz çığlıklarımda
mazlumların ahh’ları yükselince arş’a
yerküre silkinir ve utanır
kalbi kara dünyadan
intikamlar soyunur avuç içlerimde…
zulüm vurulur can evinden… fakat
ölüm uykusundadır hayat
cenabet kesilince uzuvlar
nihayet …
örter pisliklerin üstünü vezüv
en cilalı diyanet fetvaları okununca
dinin boynuna urganlar geçirilir
sonra bir bakarsın kutsal fetvalar dizilir
dillerin esareti altındaki minberlerde
aşkların yitirildiği kentlerde
putlar dikilir sevdaların önüne
II
hicret vaktidir artık
yumruklar sıkılır
yola koyulur dervişler kervanı
ahiret yürekli sevdalar kuşanılır
ondörtlülerin taşıdığı sapan taşlarında
filistinli çocuklar defnedilirken elbiseleriyle
öper alınlarından cibril
muhammedi inkılap filizlenir
miraca gebe kutsal topraklarda
hira’da emanet tutulan
sihirli sözler yoldaş olur
mahmud derviş’in gözlerinde
saf saf olur şairler
şiirler dizilir imamesi fuzuli olan
ve mecnunlaşır cümle alem
mevla’sına hasret gönüllerde
kıyama durduğunda melekler
arş-ı ala titrer
ve secdelenir cümle kelam
----------AZZE VE CELLE----------
H.Ali Aydın
15.09.2008