0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
347
Okunma
Mat yeşil renkler çepeçevre kuşatmış rengarenk griyi
Bir duman tütüyordu kesik kesik
Ve düşleri üzgün sarı gülen bir yüzdü
Güneşin altında kalmış kar çiçeği beyazıyla kaplı
Yoksa karardı mı
Benim gecelerim sessiz
arada bir de sessiz sessiz uğuldar
Lanet olası yeri bir türlü taşıyamadılar
Birkaç hüzmeden tenin yanarda kubarırsın
İçten içe tüter çok soran olursa dert yanarsın
Serindir belki gölgesiz,
o devasa gürgenler çamlar
Belki bir rüzgar eser
Sende boş kozalakları toplarsın
Boş fıstıkları kırıyor gibi yaparsın
Kabukların arkası hep ..
Şam şeytanı çıkar belki içlerinden
Reçine kokulu acımtırak yalanlar söyler
Beğenmezsin ama alırsın
Belki şu hava tüplerinden alırsın ülke ülke
Çok boş vaktin vardır senin
Ne zaman gelsen geçtir
Ne kadar beklersen o kadar kaçırılmıştır düşler
Yaşanılcak ne varsa anlatılmayacaktır ve hatırlanmayacaktır da
Kaç misli hüzündür bu
Senin dudakların bile bükülerek kaldıramaz bunu
Ellerimin dışı serttir içi yumuşacıcık
Merak etme incitmez seni
Vermek gerekir istemekten öte
Mutluluğun sırrı budur belki de
Çok şeyler yapılmış kimse görmemiş
Neler çekilmiş bilinmemiş
Belki bir noktadır eşik
Hepsinin ya da hiçbirinin
Nelerden vazgeçebilirsin
Olasılıklardan mı varlıklardan mı
Dolu gözlerini dökmeden taşıyabilir misin
Zıplaya zıplaya yürürken
Hadi ama sakarsındır sen
5.0
100% (2)