5
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
487
Okunma

Hani nur inen ören yerlerinden
Doğmamış çocuklar
Yuvarlanıyorken ana rahmine
Henüz şafaklar derin uykusundayken
Tan yeridir doğum sancısı
Eski libas gibi karanlığı yırtıyorken
Güneş gibi gördüm seni ben
İnsanlığın miadını var mı bilen
Zer’de Zerefcen’de ayarını ölçen
Darasını alanı varmıdır bir gören
Varmıdır sır olsa bile anlatabilen
Hıfzeder saklıma alırdım söylersen
Ve kim bilir anlardım belki de ben
Sırdaşlığıma güveni kavrayabildiysen
Kelimeler dudağı terk ederya
Birbiri ardında
Sıcak bir dost eli uzandığında
Bir gülümseme ve belki satırlarda
Söz kılıçtan keskindir ya
Mihenk taşındadır
Sabırsa zıttı aynı meyanda
Beyazın zıttı dır
Siyahtır ya
Ve lakin o’dur en yakışanı da
Çatlamış topraklar vardır’ da
Tek damla suya hasrettir ya
Rahmeti müjdeler bulutlar’ da
Üstelik masumlardır
En ummadık,zamanlarda
Çiseler biteviye göz pınarlarında
Ve
Yeniden doğacağım
Zümrüt-ü Anka kuşu gibi
Küllerim den yeniden.
Karacakız Emi Öztürk