beni hatırla...
bir yağmurun yere düşüşünde,
bir sobanın tütüşünde, bir bebeğin ölüşünde,
beni hatırla...
zindanların en kuytu köşesinde,karanlık sokaklarda,
sabrın tükendiği en son sözde,ihanette,yalanlarda,
beni hatırla...
deniz kenarındaki çakıl taşlarının yosun kokusunda,
kıyıya vuran her dalgada, içindeki buz dağındaki dorukta
beni hatırla...
uykunun en kör karanlığında, kabus dolu bir rüyada,
kanayan her yarada, anılan her anı da, biten her şeyde
beni hatırla...
kapılar yüzüne çarpanda, telefonların çalmadığında,
yalnızlık uyutmayınca ,başın yerden kalkmayınca,
ağrılardan kurtulamayınca,
beni hatırla...
"daha neler neler beni hatırlartır sana da;unutamazsın."
ama sen her aynaya baktığında,yüzündeki her çizgiden,
gözündeki ferden, uyuşukluğunda, suskunluğunda
tatmin olamadığında, mutlu olmadığını anladığında,
yüreğinin içindekiyle savaşa başladığında,
ayaklarının seni getirdiği o son durakta,
hıçkırarak ağladığında,
gitmek istemediğinde,
çaresiz kaldığında,
uzanan raylardan gözünü alamadığında
gitmek zorunda iken...
işte o sevgiye son nefes gibi muhtaçken,
nokta kadar umudun kalmadığında...
beni hatırla...

ölümü her tadışında
dualarda ,sevaplarda
şiirlerde, şarkılarda,
boş kalan şişelerde,çerçevelerde beni hatırla...
beni hatırla
bir mezar taşına yazılmış ayrılıkta...