2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
507
Okunma
Uçun allı turnalar, seherde şehr-i Van’a
Bizden selam götürün Emrah’la Selvihan’a
Yalçın dağlar serhatin, özünde inci saklı
Dağ yeli su sesine koşar telli duvaklı
Bozkırın yiğitleri, kardeş rahvan atlarla
Gelin kızlar süslenir, gümüşten savatlarla
El emeği göz nuru, aşk lügati kilimin
Suların nefesiyle ateş alır iklimin
Cennet dense yaraşır; yerin, göğün turkuaz
Baharda zümrüt olur, zemheride bembeyaz
Pamuktan sularınla can evimde canımsın
Anıların ozanı, kadim şehr-i Van’ımsın.
Uygarlığın başkenti, tarih kokar burcunda
Kâinatın gül beni, cennet var avucunda
Van Kalesi heybetli, Vanadokya sır yüklü
Tuşba’nın lisanında yetmiş dem asır yüklü
Turna, Erçek, Van Gölü kuşların aşiyanı
Bir kedinin gözünde seyreyle şehr-i Van’ı
Adalar denizinde Akdamar Kilisesi
Sulara hayat verir Tamara’nın busesi
Can yakınım, derunum; ruhumun ince yanı
Sevdamın gün doğusu, aşkın nahif beyanı
Garaz ehli gürûha muştulu isyanımsın
2 Nisan deminde özgür şehr-i Van’ımsın.
Her mevsim başka güzel; yazı deniz, kışı kar
Zamanın akışında sanatın nakışı var
Aşkın şehr-i Van hâli, âşıklar şelalesi
Her dem Hakk’a aşk ile rükûdadır lalesi
Sevdalılar gezinir, bağında bahçesinde
Yedi bin yıl mazi var, tarihî lehçesinde
Kahvaltıda bin lezzet, bin derde derman olur
Şehr-i Van’ı gezenler sevdaya mihman olur
Muradiye, Kanispi çağıl çağıl çağlıyor
Emrah’ın deyişleri yüreğimi dağlıyor
Hasretini çektiğim öz yurdum, vatanımsın
Gönül verip sevdiğim, şehr-i yârim, Van’ımsın.
İpek yolu üstünde yurdun doğu kapısı
Birçok dinden iz taşır mabetlerin yapısı
Suya giden gelinin köprüde durur âhı
Hüsrev Paşa’da ezan, ruhumun inşirâhı
Vadilere uzanmış toprağın bereketli
Mor çiçekli yaylada, yazların hareketli
Erciş’te Balık Bendi, inci kefali demi
Gel gör beni diyerek bekler cümle âdemi
Muhabbetin şebnemi aşkla düşer geceye
Bin bir mana yükleriz kalpte bir tek heceye
Sen padişah rüyası, nazar-ı Rahman’ımsın
Sen şarkın bir/incisi, sen ki şehr-i Van’ımsın.
........................................... Turgut YÖRÜKOĞLU
5.0
100% (3)