2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1351
Okunma

Nuh’un kertesindeyim Bade
Kayaları delen ardıç kökünde bir kurtçuk gibi
Eşsiz biniyorum bu yaşam gemisine
Boy verdiğim en derin okyanuslarda
Enine biçilmiş bir kavlağan gibiyim
Yıldızlar kamber avcısı rüyalarımda
Sürme çeken nasırlı günahlarıma
Sır tutan gözlerimi veriyorum
Soğudu bileklerim Bade
Kanımdaki çelik parlıyor.
Güneş bir gövde gibi uzanıyor.
Kalbim sancılanıyor şiirlerde
Kasılıyorum Anka gibi gökyüzünde
İşte dağ sesleri
Irmağa düşen bir ağaç gölgesi
Ne zaman bileklerim kesilse Bade
Kanımdaki aşk palazlanıyor.
Toprağı bilir misin Bade
Kadim örtüsüdür insanoğlunun.
Taş dibeklerde öğün öğün
Sırçalı yüzlerin, o kara çalımını yere seren.
Süngü ucunda
Mermer dokunuşlu bir sedefti hayat Bade
Ne zaman çoğalsam Elif’te
Asya’dan bir ırmak doğuyor
Ben Bade
Duçar oldum kahrımdan
Yığın yığın gelenler üzerime
Hep bana benziyordu
İlk defa bana benzemeyen bir suretle karşımda
Tanrıyı gördüm
O, yağmur gibi merhamet taşıyan
Bir sebilhaneydi
Yusuf’un gömleğindeyim Bade
Yırtılan ar damarımdır şimdi
Gökyüzü kuşlarını asar mi karanlığa, bilmem
Ama Sabrımı mezalimler
Asrimi murtat bekçiler soyuyor
Hakikat rengiyle açılırken semaya
Bir Mahper diriliyor evimde
Evim ıhlamur kokuyor Bade
Sen
Bir umman gibisin ayrılığa
Ne zaman senden bahsetsem böyle
İçimdeki çocuk
Sokağa taşıyor.
Ahmet Serdar OĞUZ
5.0
100% (6)