1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
357
Okunma
Saydam ruhların gölgesinde sabahlara uyanıp
Kitaplarımı yaktım, yeniden yazmak için hikayeleri
Yollara düşüp aramaya koyuldum yine, kaybedip bulamadığımı
Radyo istasyonlarında, tren garlarında ve otobüs terminallerinde
İzlerim sayıklanır tüm eşrafın zihninde
Renkli bir kutunun yanı sıra benden öğreniyor insanlar
Yalnızlığı ve kop koyu bir dargınlığı
Otobüsler bedenleri götürüyor uzak diyarlara
Ancak geçmiş düşünmek düşürüyor dudaklara bir gülümsemeyi
Rüzgar güllerine doğru çıkan yollar hatıraları siler de isimler kalır alnımızda
Mezar taşlarını okuyarak unuttum isimleri
Yaşamasaydı ölmeyecekti
Gitmeseydi kalacakmıydı
Eşikler aşılacak mıydı
Aşkı titreten yürekler nasılda titrer yalnızlıktan
Kimsesizlikten değil, yalnızlıktan
Kağıttan gemilere yükle kederlerini usulca salınsın derelerde
Rüyalarda seyredip hülyalar ile yıkansın
Bir çırpıda bineyim üzerinde yürüdüğüm sularda seyreden gemilere
Zaten hep yola çıkmakla geçti ömrümüz
Yola çıkıp bir yere varamamakla
Yıllanmış acıların sarhoşluğunda
Elime batan ısırganlara rağmen
Bahçemde adına papatyalar dikiyorum gecenin karanlığında
İçimizden sayıkladığımız, dışardan duyuluyor hayretler içerisinde
Şehrin varoşlarında yankılanmakta iki dize
Hakka düşmek için gerçeği geçmelisin
Gerçekten düştüm, hakka yaklaştım
5.0
100% (2)