4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1755
Okunma

irkilerek uyanır düş
alev saçlı yüzyıldır yalnız sabahlar
asi bir nehir akar ten girdabında...
yolculuk çağırır, zordur katlanılması
bir bomba düşer zamana düş/ölür...
bir yıldız daha kayar derinlere
yağmurlar akar, ıslatmaz bedeni
bir kadehte üç hüzün belirir...
yolculuk çağırır, zordur katlanılması
bir bomba düşer zamana düş/ölür...
çöker caddeye bir yüzüm
yolculuk asi çocuk, solar gündüz
kime yansam k/özünde yanar dilim...
yolculuk çağırır, zordur katlanılması
bir bomba düşer zamana düş/ölür...
gece sürünür ellerimde
yüzümü keser bir rüzgâr
bileyli bıçak, soğuk otogar...
yolculuk çağırır, zordur katlanılması
bir bomba düşer zamana düş/ölür...
şekerleri eritir buzum
tadım acı, yolum uzun
olmasa yâr/dinmese sızım...
yolculuk çağırır, zordur katlanılması
bir bomba düşer zamana düş/ölür...
bu sabah irkilerek uyandım… bir kahve tadında şekersiz kalışlarıma ve ayrılıkların o sevişken zamansızlıklarında asiydim, o yüzden milyon kez kahrettim... ve asılı kalan düşlerimle dertleştim bu sabah… bir şiiri astım en tepeye, şiir üzgündü, şiir yorgun... kaç savaştan çıkmışçasına yılgın... son kez güzel düşlerimi verdim, asılı şiirime… oysa o, hiç ama hiç konuşmadı... ben de konuşmadım…
—sustuk ikimiz de...
Copyright © by ahd
www.alihakanduz.com