çalarken kapı sabahın köründe felanca köyde evin birinde neler olacağını bilerek tedirgin ve ürkek
’’erkeğiniz nerde’’ dedi ayağı postallı adam tarladalar desemde dalıverdi evin içine hiç izin istemeden
giderken onlar kapının önünde bekleyen kızıma yöneldim hemen daha sormadan ’’ annebabamın nerde olduğunu söylemedim ben ’’ ..............
sevinmem gerekirken anlamadı bir türlü üzüntümü ona sarılıp ağlarken
Güldane Dal (20080912)
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
“-bu köyde olmadı; ne an kavgası ne de sağ-sol davası ne demokratlar kininden vazgeçti ne Halk Partililer, başkasına oy verdi..
iş başına geldi de Demokrat Parti insan olduğumu öyle anladım sanki köyün yolu tamamımış gibi, Uluborlu, Senget yollarında gazma-kürek salladım” vay benim dertli başım ... sonra! sonra gitdin halt etcek gibi okumaya sözde rahmet okuttun dostluğa ehbaplığımıza arkadaşlığımıza çocukluğumuza çocukluğumuzda güzel olan her şeye yazları bile gelmedin ...
ilk yarıyıl tatiline gelip de köyden son gidişinde sımsıkı sarılışımızda vardı bir şey ilk defa jilet tutmuştun herhalde ipek gibi pürüssüz, kaygandı yüzün o gün her gidişinden bir başka üzgündün ….. ulan memet sakalın bile yoktu daha
ne çocuktular ne çok vatanperver memleket insan aşığıydılar
ya şimdi nü yapanlar utansınlar bizi ab-abd ye peşkeş çekenler ...............
gardaş getdim vardım ...
yıl 1976 dışarda kar yağıyor 16 sında çocuktum ve o sen faşo de ben komunist
çocukluğumu unuttum cep telefonu, kredi kart ve abonelikler yoktu çocuktum yahu
sonrasını hatırlamıyorum hatırlamak istemiyorum *ok yedik 12 eylül ve sonrasında büyümedik genç olmadık yaşlandık
giden babanız değildi aslında dar ağacında asılan geleceğiniz ve çocuklarımızdı .....ey zavallı karnlığın uşakları, her yakılan mum ışığı kör ediyorsa gözlerinizi....söndüremezsiniz ışıkları..kaldırın bir bakın gökyüzüne kaç tane ışık sizzi rahatsız ediyor ...yüreğiniz bir daha 12 eylülde ağlamasın
’’erkeğiniz nerde’’ dedi ayağı postallı adam tarladalar desemde dalıverdi evin içine hiç izin istemeden
12 eylül sabahı yaşanan korku dolu gözleri gördüm babamın gözlerinde ve anında kütüphaney koşması kazındı beynime. Kiatpların çüvalalra doldurulup çocukça yüreğimiz ile bodrumlara odun dizğilerinin arkasına gizlenizşini ve ardından eve sakerlerin girip her tarafı darmadağın yapışını hatırlarım ve sonrasında yaşanan acıları. Çocukça yüreğimizle anlıyorduk herşeyi ama henüz kendimizde bile dğildik, yalnızca büyüklerimizin " ayvah" diyen haykırışlarını duyar gibiyim kulaklarımda.
Bu günü hazırlayan 12 eylül amaçlarına ulaştı ve ülkemi tam bir karanlık içine düşürdü. Şimdi kurtulabilecek miyiz bu karanlıktan onun mücadelesi vermeliyiz.
Çok özeldi sevgili şairim. Hiç dkapanmayan yaramız yeniden açıldı ve acıdır yüreğimiz.
Kaleminizi kutluyorum ve sevgiler yüeğinize. Bir daha böyle acıların yaşanmaması dileği ile
"Bir ilkbahar sabahı uyandın mı hiç?" şarkısı değildi elbet! Tarihin en kötü yazılacak bir harekatıydı. 12 Eylül tüm karanlığıyla çok geride kaldı ve bu dizeler çok şeyanlatı, böyle bir olayın hiç olmaması dileğimdir.
Eylül'e isyan, Güldane Abla'ma selam ola. Yurdumun tarihinde bizleri kanatan bi ok, 12 Eylül. Ekmek dilimler gibi adam öldürüldüğü zamanlar, kaç tane sorgu zaiyatı diye geçen var raporlara, kaç tane hapishanelerde unutulan insanlar, demokrasi, özgürlük, hak uğruna. Şİmdi ses vermeli kağıttan kaleme ve kınamalı bu-günü.
Uğurlar olsun.
Eline, Emeğine, Kalemine sağlık Can Güldane Ablam.
Tekrar içim acıdı burkuldu o sade sanki şu an yaşanmılş gibi o kara günü anlatan şiirini okurken sevgili Güldane... Bende şu an gbi hatırlıyorum. Komşular uyardı asker ev ev arıyor kitaplarınızı yok edin sakın ortada bırakmayın diğe. Bir anlam veremedim neden suçlu oluyor kitaplar. Meğer bu arada fidanlarıda aluyorlar ana kucağından darağacına bilemdik. Balkona çıktım hıçla sorgularcasına çamaşır makinesine koydum bir bölümünü. Sığmıyor nereye saklıyabilirim ki odalar dolusu kitap. Kimse alamaz benden evladım gibi bakıyorum kitaplara Sonra çocuklarım olunca değil kitaplar kendini meğer seve seve feda edebiliyormuşsun evladının yerine.Askerler asık suratlarıyla apartmana girdiler nedense korkmuyordum sorular soracaktım kızacaktım o günkü aklımla bekledim kapı deliğinden bakarak heyecanla. Kapıdaki adı okuyınca ve karşı komşuyuda atladılar yukarı çıktılar sesizce. Anlam veremedik. Meğer avukat ve doktorarı ayırmışlar ayrım yaparak vatandaşın boynuna çökmüşler acımasızca. Hiç sevinmedim. beni bırakmadılar çıkıp soracaktım neden ayrım yaptınız yosa bizden mi korktunuz..... Ellerine sağlık. Sanki şu an yaşamış gibi oldum o anayı acıtan şiirini okurken... DARBESİZ GELECEKLER BIRAKALIM ÇOCUKLARIMIZA DİLEĞİM...
sevinmem gerekirken anlamadı bir türlü üzüntümü ona sarılıp ağlarken ............. Kim anladı ki sevgili dost... ..... Bir zevatın dediği gibi......hala çoğumuz bırakıldığı yerde..... yiz. ...Belki daha da aşağılarda... Tebrikler
Güldane, duyarlı yürek; ne diyeyim nutkum tutuldu, oradaydım; yazmadım, yaşadım!!! Hala oradayım ve titriyorum şimdi... Bugünün gençliği(!) de hala orada, ne yazık ki?! Dostçakal. Müjdat Eraslan.
sevinmem gerekirken anlamadı bir türlü üzüntümü ona sarılıp ağlarken
Anlattığınız, 12 Eylülün bir virgülü kadar!!! Ki bir virgül anlatımı bile doğru olunca bu kadar işliyor insanın yüreğine. Bir kuşak yok eylendi. Sanatçı aydın, en büyük beyin göçü yaşatıldı, İşçi emekçi en büyük haksızlıklara uğratıldı. Ve ülkemizin durumu ortada. Duyarlı yüreğinizi yürekten kutlar. Selamlar, saygılar sunarım.
12 eylül zaten başlı başınca bir kara gündü o günleri bir daha hatırlamak istemiyorum o kocaman postallılar tüfegin dipcigile insanları döve döve götürüyorlardı sorgusuz suvalsız suçlu ol yada olma annelerin ve babaların feryadıyla hala kulaklarım çınlıyor birleri silah satıp para kazandı birleride bedelini canıyla ödedi hiç unutmam çorum olaylarında çatışan heriki tarafada aynı kişi silah satmıştı ve yakalanan silahların seri noları aynıydı inanması güç ama bu bir gerçek bunun gibi binler ce yerlerden o günler kara gündüdü bir daha yaşanmaması dileklerimle...
İSTEMİYORUZ O GÜNLERİ GELMESİN BİR DAHA HER DARBE ÜLKEMDEN ÜLKE İNSANIMDAN BİR ŞEYLER ÇALDI BİR ŞEYLER ALDI GÖTÜRDÜ Sevgilerimle değerli şair dost, konusuyla şiirin akış ve düzeniyle çok güzel bir şiir meydana gelmiş.kutlarım.
bu kara sayfa benimde çocukluğuma denk geliyor sevgili arkadaşım anlatılacak anılarım da var,"yok o kadar değil"diyen arkadaş,ya o dönemi yaşamamış, yada o saflarda yer alıyordur.ne demek "siz rus mezalimi ile karıştırmışsınız",şiilideki 11 eylül ile bizdeki 12 eylül arasındaki fark ne.... sevgili arkadaşım sayfana sonra gelebilirim gerçekler anlatıma gelmiş sevgilerimle..
fesih tarafından 9/12/2008 10:28:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevinmem gerekirken anlamadı bir türlü üzüntümü ona sarılıp ağlarken ********************* Duygular vardır bir türlü sözcüklere uymaz,şiire dönüşür .belkide yalnız dipnottur. önce dipnotlar okunmalı bir insanı anlatıyorsa.Önce sonbahar mı yaşamalı,illa bütün mevsimler yaşanacaksa. kutluyorum yazdıran yüreğinizi. Saygılarımla şiir ve sevgiyle kalın.
Türkiyenin asagi hizla inisini baslatan tarih ve hala ayni yöndeyiz. Öyle bir tarih daha olsa ki tekrar yukari yön degistirebilsek. Dibe cakilmamiza cok az kaldi.
Ben o tarihte kücük cocuktum, Ihtilal i devrim olmus diye ünlediler köy de ve ben cok sevinmistim. Bir kac saat sonra anladik Fasizmin darbesini... Kutlarim degerli yürek.
çalarken kapı sabahın köründe felanca köyde evin birinde neler olacağını bilerek tedirgin ve ürkek
’’erkeğiniz nerde’’ dedi ayağı postallı adam tarladalar desemde dalıverdi evin içine hiç izin istemeden
giderken onlar kapının önünde bekleyen kızıma yöneldim hemen daha sormadan ’’ anne babamın nerde olduğunu söylemedim ben ’’ ..............
sevinmem gerekirken anlamadı bir türlü üzüntümü ona sarılıp ağlarken
Birebir yaşandı o kara gün Güldane ve yeniden anımsadım, o günleri faşizmin o ayak seslerini ve laikliğin ve cumhuriyetin demokrasinin ipinin çekildiği o günü unutmadım ve unutmayacağım...Kalemine sağlık devrimci yüreğine sağlık...
O günler film şeridi ,geçti önümden. Benim o gün anım ise şöyle. Sabah tank sesleri ile uyandım Ankaranın varoş mahallesi Yenidoğan da. Sabah dedimse 06.00 suları. önce anlam veremediysem de annem ihtilal olmuş oğlum dedi. Daha doğrusu askeriye hükümeti yıkmış dedi kendi anladığınca. Sabah 08.00 gibi kapımız çalındı. Abim açtı kapıyı. Kömür almak üzere kömürlüğe çıkmak üzereydi elinde kova ve küreği ile. Abim işine devam etti biz içeride Asker ve polis ile beraber sorguda. Askerlerin komutanının gözü bizim köhne mutfak kapısındaki bir çıkartma yazıya takıldı. Hani o zamanlar meşhurdu, " Fakirin çilesi ölünce biter" yazan. Okuduktan sonra bize döndü ve "bu söz her şeyi anlatıyor,çıkalım" dedi ve biz derin bir nefes aldık. Ancak abimin kömürlüğe gittiğini gören bir gurup onun birşey yaptığından şüphelenmiş olacak ki kömürlüğü didik didik ettiler. Oysa ki sabahın mahmurluğu ile üşümemek içindi o telaş. Ha bir de unutduğum bir ayrıntı. Askerler gidince gözümüze çarptı. Evimizin kapısının yanındaki duvarda kırmızı bir çarpı işareti. Bu ev dikkatli aransın anlamında mıydı ne? İşte böyle. O günleri yeniden yaşamamak dileklerimle.
çalarken kapı sabahın köründe felanca köyde evin birinde neler olacağını bilerek tedirgin ve ürkek
’’erkeğiniz nerde’’ dedi ayağı postallı adam tarladalar desemde dalıverdi evin içine hiç izin istemeden
giderken onlar kapının önünde bekleyen kızıma yöneldim hemen daha sormadan ’’ anne babamın nerde olduğunu söylemedim ben ’’ ..............
sevinmem gerekirken anlamadı bir türlü üzüntümü ona sarılıp ağlarken .................................................. bir büyügümüde alıp götürdüler alnımda boncuk terler uyurken
sevgili güldane , siirin icerimde bir yerleri kanatti .gurbetin nedeni de oniki eylül olunca bu kanama cogaldi cogaldi inan olsun suan boguluyorum bunlari yazarken , bu zulümü unutturmamak gerek , nedenine gelince bir daha yasanmasin acilar ,iskenceler , yasaklar, bunlarin hepsine bedel de sürgün . Sagol sevgili kardesim
ben de bendeki oniki eylülü bir halk türküsünün iki dizesyle dile getireyim
ÖLÜM ILE AYRILIGI TARTMISLAR ELLI GRAM FAZLA GELMIS AYRILIK buradaki ayriligi ülkeden ayrilik olarak duyumsuyorum
Dünü tarihimizi unutmak mümkün değil unutulmazda zaten biz içimiz kanaya kanaya acılarla yaşamayı öğrenmişiz asla inşallah bundan sonrası Vatanımız millletimiz için iyi şeyler olur o tarihte çok kişilerin canı yandı ve can verdiler ruhları şad olsun
Nasıl yaşanmışlık kokuyor mısralar.sanki bir flim veya tiyatro sahnesindeyim.bir an kendimi adam,bir an kendimi kadın,bir an kendimi çocuk sandım.askerede acıdım bir yandan ne yaptığını bilmediğimden.çok beğendim çokk.tertemiz mısralarla bir kiri anlatmak bu kadar güzel olur ancak.Tebrikler gül.. sevgilerimle..
... on yaşında bir sabah babam "genemi" der gibi baktı annem en sevdiği bluzun içinde bir melek kanatları olsa kaçacaktı gitmem gerek dedin kaç sürgünde yolcu ettin bavulsuz bir ömrü on iki eylül ilk günüydü beş gün geçti *oktan devrimin yoktan sultasında on yedi eylül sabahı annemin ölü teninde güneş bizi görünce yeniden doğdu...
...ve darbenin ressamı ,şuanda izmirde annemin evine yan komşu kalıyor...annem seslense duyuracak belki sesini...28 yıl önce duyuramadığı için hayıflanıyor...cuma günleri pişi yapıyorlar,komşuluk hatırına götürmek istiyorlar...çünkü o sabah bize,eğer gitmeseydi pişi yapacaktı...
Sanırım o kulubesinde on binlerce masum insanın gelecekleri ve duyguları ile nasıl oynadığının resmini yapıyordur ... Geleyim de oraya annenle beraber bağıralım bence ...
Güzel yorumun için teşekkürler alicengizoyunu, sevgiler...
Sanırım o kulubesinde on binlerce masum insanın gelecekleri ve duyguları ile nasıl oynadığının resmini yapıyordur ... Geleyim de oraya annenle beraber bağıralım bence ...
Güzel yorumun için teşekkürler alicengizoyunu, sevgiler...
Sevgili Hilmi yorumunu yanlış anladığım için özür dilerim .. Ben biraz daha farklı anlamıştım ama dediğiniz gibiyse ki öyle sanırım ben yanlış anlamışım .. Sizin de belirttiğiniz gibi keşke o Çarlık Rusyasının, Hitlerin ya da İsrail Hükümetinin yaptığı zulumler gibi olmasaydı hatta hiç olmasaydı ve oralarda da olmasaydı ve sizin de dediğiniz gibi yine '' Keske bu sahneyi tekrar yasamasaydik'' ..
eylüllerin açısını kimin ne kadar çektiği bile anlaşılmayacak kadar gizemli tıpkı yorumumun anlaşılmadığı gibi. 30 yıldır Almanya'da olmamın sebebidir eylül. o günleri hatırlamak bile duyguların donmasına yeterli.
ben şiirde rus mezalimine benzer bir hava sezdim ve hayır... hayır... demekle eşdeğer olmadığına inanmaya zorladım kendimi...
Ben bir şeyi bir şeyle karıştırmam sevgili Hilmi hele yaşadığım şeylerin çok iyi farkındayımdır hele hele 12 Eylül gibi Askeri bir Cuntayı başka bir şeyle karıştırmam mümkün değildir ...
Ayrıca '' yok yok bu kadar da değil '' de haklısınız çünkü benim anlattığımdan çok daha fazlası onların yaptıkları tahribat ama burda yer işgal edeceğinden yazmıyayım ben onların yaptıklarını ....
Sevgili Hilmi yorumunu yanlış anladığım için özür dilerim .. Ben biraz daha farklı anlamıştım ama dediğiniz gibiyse ki öyle sanırım ben yanlış anlamışım .. Sizin de belirttiğiniz gibi keşke o Çarlık Rusyasının, Hitlerin ya da İsrail Hükümetinin yaptığı zulumler gibi olmasaydı hatta hiç olmasaydı ve oralarda da olmasaydı ve sizin de dediğiniz gibi yine '' Keske bu sahneyi tekrar yasamasaydik'' ..
eylüllerin açısını kimin ne kadar çektiği bile anlaşılmayacak kadar gizemli tıpkı yorumumun anlaşılmadığı gibi. 30 yıldır Almanya'da olmamın sebebidir eylül. o günleri hatırlamak bile duyguların donmasına yeterli.
ben şiirde rus mezalimine benzer bir hava sezdim ve hayır... hayır... demekle eşdeğer olmadığına inanmaya zorladım kendimi...
Ben bir şeyi bir şeyle karıştırmam sevgili Hilmi hele yaşadığım şeylerin çok iyi farkındayımdır hele hele 12 Eylül gibi Askeri bir Cuntayı başka bir şeyle karıştırmam mümkün değildir ...
Ayrıca '' yok yok bu kadar da değil '' de haklısınız çünkü benim anlattığımdan çok daha fazlası onların yaptıkları tahribat ama burda yer işgal edeceğinden yazmıyayım ben onların yaptıklarını ....
çok sade ve doğal bir anlatımla 12 Eylül darbesini anlatan ve gözler önüne seren acı gerçekler ama güzel dizeler...bu eylül ayının acısı da darbesi de daha bir yürekler dağlatır ben de ...oldum olası sevmiyorum hiç bu ayı...yüreğinize sağlık...sevgilerimle...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.