2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
615
Okunma
-O son sabah
karanlığı ateşe verip
gün bahçesine fırlattım
sahipsiz bir gelincik gibi-
Usulca doğup bedenimden
parmak uçlarımda biriktirdiğim gün ışığı;
benim sevdamın üzerine düşmeli
senin riyakar şavkın
Bir başka dünyanın cennetinde
birdenbire sevinç olursun
-gülümseyen yüzlerin kuytu gamzelerinde-
ve benim zavallı rüyamda senin ışığın
kör bir dilencinin avuçlarında hissettiği
kıvılcımdır belki de
-Tutmalısın kolumdan eski bir intikam gibi
gözü kara sevdaların korkusuz neferi olup
alamut’da doyumsuz rüyalara dalmalıyım-
Erdem ateşler içinde kıvranırken
içimizdeki kalabalık büyütür
en derin kabusumuzu zamanın aynasında
arasam bir çok ben vardır içimde
her biri diğerinden daha deli
ve kabuslara dalmış alnında güneş tutulmakta
Susmalı artık kuduran zamanın önünde
hiçbirimiz düşemeyiz
altın suyuna batmış zamanın peşine
5.0
100% (3)