7
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
938
Okunma

Gördüler beni ki halim perişan
Cem oldu Eflatun Aristo Lokman
Nabzıma el vurdu bin bir tabiban
Dediler derman yok buna ne çare
Seyyid nigari
Tabibler el vurdu, Kalpteki yarama
Dermansız dertdesin, ilacın arama
Girme kul hakkına, el vurma harama
Zulüm gördü gönül, yürek pare pare,
Dediler ki, derman yok buna ne çare.
Seher vakti esen, rüzgarın segahı
Duyulur güllerde, bülbüllerin ahı
Dertlerden perişan, yüreğin eyvahı
Yanarken hicranla, baktım gül-ü-zâre,
Dediler ki, derman yok, buna ne çare.
Kader pişman eder, yaşanan günleri
Mum ile aratır, mazideki dünleri
Cenaze evinde, biten düğünleri
Sordu yıllar yılı, gönül ah-u zare,
Dediler ki, derman yok, buna ne çare.
Derdini çekerken, hicranlı yılların
Fitnesine düştüm, ateş-i suzanın
Zulmüne uğradım, yanan gül-ü zarın
Döktüm sırlarımı, zalim Kalb-i yâre,
Dediler ki, derman yok buna ne çare.
Ey gönlümün gülü, aşkından bizarım
Ateş-i sevdadan, derde giriftarım
Bilmedim neylerim, bugün bikararım
Bıktım zulümlerden, yandım aşk-ı nâre,
Dediler ki, derman yok buna ne çare.
Görünce halimi dertlerden perişan
Bahçede açarken, rengarenk al-i şan
Güle hüzün yaktı, andelip-i zişan.
Kırık mızrabını, vurdu zülf-ü yâre,
Dediler ki, derman yok buna ne çare.
…andelip…
5.0
100% (20)