2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
586
Okunma

Gurbetin yarasına, tababet ilmi bakmaz
Nasıl bitecek sürgün, nasıl bilemiyorum
Derdimi soran olmaz, hâlimden bilen çıkmaz
Nasıl geçer onsuz gün, nasıl bilemiyorum
Hasretliğin sızısı ruhuma işleyince
Sensizliğin paydası, beynimi dişleyince
Geceler işkenceye hoyratça başlayınca
Nasıl yanımda yoksun, nasıl bilemiyorum
Takatini aşınca dayanılmaz, üzene
Güzel insan gözüyle, bakılamaz ezene
Feleğin aynasında, candan eden düzene
Nasıl eğilir boyun, nasıl bilemiyorum
Sürmeli yâr vuslatın yayını germeyince
Kurulan hayallerin, hakkını vermeyince
En azından günde bir, ben onu görmeyince
Nasıl gözlerim yorgun, nasıl bilemiyorum
Mutluluk iksirini, yâr elinden sundurmak
Hicran yanardağını bir çırpıda söndürmek
Sevinç gözyaşlarımı cemalime kondurmak
Nasıl olacak mümkün, nasıl bilemiyorum
Engelleri aşmada, yolumda önlem aciz
Sevdamı anlatmaya, dilimde kelam aciz
Feryadımı tarife elimde kalem aciz
Nasıl yazılır hüzün, nasıl bilemiyorum
İlahi akıbeti nasibinde bulunca
Yalan dünya rızkını tamamlayıp ölünce
İblis’i aratmayan, musallaya gelince
Nasıl yüzü ak olsun, nasıl bilemiyorum
Bitmeyen imtihanın, çilesini çekmeye
Düşe kenar duranı, kafasına takmaya
Aşkın mezar taşını, can evine dikmeye
Nasıl Delibal uygun, nasıl bilemiyorum
DELİBAL – Celil ÇINKIR